Parlak bir kılıcı keskinliğinden ötürü sevmem, oku süratinden dolayı veya savaşçıyı zaferinden dolayı da sevmem. Tüm bunlar neyi savunuyorsa işte onu severim.
"Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi. Artık hiçbir duygusunu anlayamayan çocuklar gibi. Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek. Herşeyi bir başka aşka erteleyeceğiz."
Reklam
- Yine de ölmek istemiyorsunuz. - İstiyorum. - Neyi bekliyorsunuz? - Bilgi istiyorum. - Güvence mi istiyorsunuz? - Adına ne derseniz deyin. Tanrıyı duyularla kavramak, öyle amansızcasına anlaşılmaz bir şey mi? Neden yarım söz verişler ve görünmeyen mucizeler sisinde saklar kendini? Kendimize inancımız yokken, başka bir şeye nasıl inanç duyabiliriz? İnanmak isteyip de inanamayanlarımızın başına neler gelecek? Peki inanmak isteyen ama inanmaya gücü yetmeyenler ne olacak? Tanrıyı neden öldüremem içimde? Ona ilenirim, yüreğimden söküp atmak isterim de, neden böyle ağrılar içinde, böyle aşağılanarak yaşar durur? Neden, her şeye karşın, silkip atamadığım şaşırtıcı bir gerçektir o? İşitiyor musunuz beni? Bilgi istiyorum, inanç değil, varsayımlar değil, bilgi. Tanrı elini bana doğru uzatsın, kendini açığa vurup benimle konuşsun istiyorum. - Ama sesiz durur o. - Neden peki? Karanlıkta ona doğru haykırıyorum ama sanki hiç kimse yok orada. - Hiç kimse yoktur belki de. - Yaşamak iğrenç bir yılgınlıktır öyleyse. Kimse ölümün karşısında, her şeyin bir hiç olduğunu bilerek yaşayamaz. - İnsanların çoğu ölüm ya da yaşamın boşluğu üzerine kafa bile yormaz. - Ama bir gün yaşamın o son ânına varıp karanlığa doğru bakmak zorunda kalacaklar. - O gün geldiğinde... - Korku içindeyken, bir görüntü yaratırız, sonra da Tanrı deriz o görüntüye.
Sayfa 34
Neden anı sabitlemek ister insan? Neyi hapsetme arzusudur bu? Zamanı mı? O geniş, o sonsuz, o başlangıçsız, o tanrısal zamanı mı? Hiç anlayamadığı, anlayamadığı için de ölesiye korktuğu zamanı? Zapt etmek ister? İnsan? Neden? Bugününe, anına, yaşadığı hayata sahip çıkmayı beceremezken geçmişin elini kolunu bağlayarak, olmuş bitmiş geçmiş gitmiş bir anı durdurmanın anlamı ne? Madem tarih tekerrürden oluşuyor, madem geçmişten hiç ama hiç ders alınmıyor... İnsanın amansız arsızlığı.
- İlk neyi konuşalım, diye sordu. - En kolayı, en baştan almak. Doğumunuzdan... İki koca dakika ağzını hiç açmadan odada gezindi. Sonra, bir soruyla karşılık verdi. - Bir insanın hayatının doğumuyla başladığına emin misiniz?
"Hadi," diyor pencereye konmuş siyah bir kuş, "hadi bildiğin her şeyi yeniden hatırla. O cevapsız soruyu sor yeniden kendine. Tanrı kötülüğe neden müsaade ediyor? Sor ve cevap ver! Önce tanrı var mı onu söyle? Böyle bir hayatın tanrısı olabilir mi? Tanrı varsa iyi olabilir mi? Müşfik ve kollayan ve rahman ve rahim olabilir mi? Tanrı bizzat kendisi kötülüğü böyle şevkle ve zevkle doğuruyorsa, insan tanrıda neyi arıyordur? Kendi kötülüğünü onaylatmak için yarattığı bir efsanenin mükemmelliği yalanına sarılıp yaşayan insan, neticede neye varmak istiyordur?"
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.