Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir de bu yüzyılı sor
Kendini tutkular için feda etmek neyse ancak sahip olunmayan tutkular için feda etmeye hayır! Ah 19.yüzyıl, nasıl da acınacak hâldesin!
hauntings
Yeryüzüne bağlı ruhların müdahalesi Karısını gölgede bırakan ölü ayyaş vakası Nişanlısında astral projeksiyona neden olan ölü sevgilinin vakası Düşünce atmosferleri Sahne korkusu örneği Yaşayan bir ayyaşın geride bıraktığı atmosferin unutulma vakası Nasıl Atmosferler ve varlıklar arasında ayrım yapmak için Siyah Okültist Vampirizm tarafından
Reklam
"Ne kadar sessiz burası" diyorum. "Neyse ki öyle. En ufak sesten dahi rahatsız oluyorum. Yazarken tamamen sessizlik olması, etrafta kimsenin bulunmaması çok önemli benim için" diyor Adalet Hanım Sonra durup merakla süzüyor beni. "Ama siz öyle değilsiniz anladığım kadarıyla Yollarda yazıyorsunuz. Bana tuhaf geliyor." Diyemiyorum ki ben de tam tersine sessizlikten rahatsız oluyorum Ne zaman sessizliğe gömülse ortalık, çıkıveriyor içimdeki çatlak sesler birer birer. Susmak nedir bilmeyen bir koro taşıyorum içimde. "İçimden Sesler Korosu" diyorum onlara. Tuhaf bir koro bu. Uyumsuz birbirleriyle. Zaten çoğu detone. Sessizliği komut gibi algılayıp, başlıyorlar hep bir ağızdan car car konuşmaya. Konuşmak ne kelime, bas bas bağırmaya. Kendi çeşitliliğimden, bölünmüşlüğümden ürküyorum o zaman. Bu yüzden sessizlik iyi gelmiyor bana. Yazamıyorum etrafta gürültü patırtı olmazsa.
496 syf.
10/10 puan verdi
İlk defa bir kitaba inceleme yazıyorum. Bu hesabı sadece alıntı paylaşmak için açmıştım, bir gün inceleme yazacağımı düşünmüyordum açıkçası. Ama Ölüler Konuşamaz her şeyiyle beni etkileyen bir kitap oldu ve bir anda inceleme yazmaya karar verdim. İlk olarak kısaca konusundan bahsedeyim. Başrol karakter Gökçe, arkadaşlarıyla dışarı çıktığı bir
Ölüler Konuşamaz
Ölüler KonuşamazDilara Keskin · Ephesus Yayınları · 20206,2bin okunma
Çay Kaşığından Hayal
El edince durmuştu kamyon. Şoför kasayı gösterince gübre çuvallarının üzerinde buluvermiştim kendimi. İki çuvaldan yatak yapmış, uzanmıştım. O sarsıntıda uyumak mümkün değil tabi. Gökyüzünü seyretmiştim, nereden gelip nereye gittiğini bilmediğim uçakların izlerini, kuşları. İçim geçivermiş haberim yok! Hayrabolu’ya gelmiş kamyon, köyde inecektim
Ziyanı yok, seni seviyorum, elini seviyorum. Dünya korkutucu bir yerdi, evet, biliyordu: Bitimsiz, sonu olmayan ya da neyse o kalan ne vardı? Kayalar aşınır, ırmaklar donar, meyvalar çürür; bıçaklandığı zaman siyah olsun beyaz olsun herkesin kanı aynı akar; eğitilmiş papağanlar çoğumuzdan daha doğru söylerler ve acaba hangisi daha yalnızdır; Atmaca mı, solucan mı?
Reklam
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar / İsmet Özel Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.