Bana göre, Türk edebiyatının en başarılı tarihi romanlarından birisi Osmancık’tır. Tarık Buğra’nın 1982 yılında neşrettiği romanı, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’i anlatır. ‘Osmancık - Cihan devletini kuran irade, şuur ve karakter’ başlığıyla verilen eser klasik manada bir tarihi romanın çok ötesinde.
Her şeyden evvel Osmancık bir felsefe
Yarhisar Tekfuru'nun kızıdır. Adı Holofira idi. Bilecik Tekfuru'nun oğluna nişanlı idi. Düğünlerine Osman Bey de davet edildi. Daha önceleri, bir dostu tarafından, kendisine tuzak kurulup suikast yapılacağı bildirildi. Osman Bey de karşı tertibat almış, düğün eğlencelerinin en kızgın zamanında bir baskın yaparak, düşmanlarını perişan etmiş, bu arada gelin Holofira'yı da esir almıştır (1299). Bu güzel esireyi derhal oğlu Orhan Bey ile evlendirmiş ve Nilüfer adını vermiştir. Bazı kaynaklarda ismi Lulufer ve Ulufer şeklinde geçiyorsa da doğru olmaması icap eder. Çünkü oğlu I. Murad’ın İznik'te annesi adına yaptırdığı imaretin kitabesinde Nilüfer adı açık şekilde görülmektedir. Meşhur Arap seyyahı İbn-i Battuta da İznik'te kendisiyle görüşmüş, adını yanlış olarak Bilun şeklinde yazmıştır. Belki de bu, kopya edenin hatasıdır. Nilüfer Hatun'un Orhan Bey ile evlenmesinden Süleyman Paşa ile Murad-ı Gazi doğmuştur. Çok hayırseven bir kadın olan Nilüfer Hatun, Bursa'da kaplıca kapısı yanında bir tekke, Darii'l-harp Mahallesinde bir mescit yaptırmıştır. Bundan başka Bursa Ovasından geçen bir çay üzerine bir köprü yaptırmış, bundan dolayı bu çaya Nilüfer adı verilmiştir. Oğlu Murad Gazi de annesi adına İznik'te inşası 1388'de (790) tamamlanan bir imaret yaptırmıştır. Nilüfer Hatun'un ölüm yılı belli değildir. Bursa'daki Orhan Bey Türbesinde yatmaktadır.