... Gittiğim yolun kendi yolum olduğuna, nasıl gitmem gerekiyorsa öyle gittiğime inanıyorum. Uçsuz bucaksız güvenç alışkanlığım sürüyor, içine ant karışsaydı iman da denilebilirdi bu güvene.
Bütün bu umut kırıcı yol değiştirmelerden, şurada
burada gelişigüzel dolaşmalardan sonra uysal bir liman,
en sonunda rahatlayan ruhumun, döner fenerin yanından, sağlam bir mendirek üzerinden denize bakacağı liman gelecek mi?
Gençliğimi yakıp kavuran tutkuyu bilmezsiniz, bilemezsiniz. Saatlerin kaçıp gidişi deli ediyordu beni. Seçme zorunluluğu her zaman katlanılmaz geldi bana; seçmek, seçmek gibi değil de seçmediğimi tepmek gibi geliyordu bana. Saatlerin darlığını, zamanın tek boyutluluğunu anladıkça tüylerim ürperiyordu; bir incecik çizgiydi bu, ben geniş olsun isterdim, arzularım bu çizgide koşarken birbirlerini çiğniyorlardı ister istemez. Yalnız şunu, ya da bunu yapmıyordum hiçbir zaman. Şunu yapmayagöreydim, bunu yapmadığıma üzülüyordum, çoğu zaman da bir şey yapmayı göze alamadan kalakalıyordum, delicesine, kollarım hep açık gibi, sarmak için kollarımı kapayınca yalnız bir şey sararım korkusuyla hep açık gibi.
İlk dönem alimlerinden biri de: “Her kulun başında dünya işlerini görmeleri için iki göz bulunduğu gibi, kalbinde de kendisiyle ahiret işlerini görmesi için iki göz daha vardır. Allah (c.c.) bir kuluna iyilik dilemişse kalbindeki gözleri açar, böylece en doğru sözlü kişinin -Rasûlullah’ı kastediyor- vaadettiği üzere, düşlenemeyecek derecede zevkler ve nimetler görür. Ama Allah (c.c.), o kulu için bunu dilemezse onu o hal üzere bırakır” diyerek, ardından şu âyeti okumuştur:
“Yoksa kalpler üzerinde kilitler mi var?” (Muhammed: 24).
Elimizdeki nimetler bizi, nimetlerin sahibi olan Allah’a yaklaştırması gerekirken aksi oluşmakta ve nimetler yüzünden nimetlerin sahibini unutmaktayız.
..şu duayı okuyor:" Allah'ım!. Tükenmeyen bir iman, sonsuz gerçek nimetler ve kesintisiz bir ışık ver bana. Beni cennette Peygamber'in dostu yap."
Yüce Allah duasını kabul ediyor Ibn Mes'ud'un. Kesintisiz ışığı kucaklıyor bu naif ayna.
“Eğer biraz duygunuz olsaydı,
yalnızken veya kalabalık içindeyken
bütün hayatımızda, Allah’a bize
bahşettiği ve ömrümüzün her anında
faydalandığımız nimetler için
şükretmekten başka bir şey yapmazdık. “
Kurban bayramında Afrika’da neler oluyor bilmek ister misiniz?
Bir Ülke düşünün..
Kurbanda 1 deve 3.500 kişiye pay ediliyor.
Bir aile düşün yılda sadece 1 kere 1 elin dört parmağı kadar et yiyebiliyor.
Bir anne düşünün Afrika’da..
Saatler süren bir sırada beklerken sıradan çıkıyor ..soruyorlar”neden etini almadan gidiyorsun?” “et dağıttığınızı
Geçer gider yeryüzünde, en güzel nimetler bile
Zaman sınırlarını aşan düşüncelerimizle, yaptığımız etki düşünenlere
Bir tek o vardır, kalır sonsuzluğa...
| Johann Wolfgang Von Goethe 🌹