Kısa ama kısalığının ötesinde de başarılı ve çok derin bir kitap. Adından da anlaşılacağı üzere kadınların çektiklerini ve kadınların erkeklerine ne şekilde bağlılık gösterdiğini ve onları ne şekilde ilahlaştırdığını anlatıyor. Yazar Hamdi Kalyoncu’nun da uzman bir psikiyatir olmasından dolayı da kadınların çektiklerini ve yaşadıklarını anlatmakta
Öncelikli incelemeye başlamadan önce yorum yapacak arkadaşları bir çift sözüm olacak; incelemede belirteceğim ayetleri ve hadisleri lütfen okumadan buraya gelip bana saldırmazsanız sevinirim:)
Turan Dursun zaten aldığı din eğitimini biliyoruz o yüzden yazdıkların kesinlikle kayda değer olduğunu düşünüyorum.Sadece kafasındaki sorulara cevaplar
SPOILER SPOILER
Kitap içeriği hakkında bilgi içerir.
Allah’ın indirdiği bir kitapta, kutsal bir kitabın incelemesinde “spoiler” da olur mu diyeceksin biliyorum, ama olur. Nasıl mı olur? Bakalım nasıl olurmuş.
Okumadın ki sen bu kitabı, hem de hiç okumadın, onun için çok güzel olur “spoiler”, hatta en rahatsız edeninden. Sana sorsalar en başta
"Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (ilham yoluyla, kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder."
(Şura Suresi 51. Ayet)
Allah sadece kitapla konuşmaz. İslamın iki kaynağı vardır. Kuran ve Sünnet Efendimizde yaşayan bir
Hadis karşıtları ne yapmak istiyor?
Yazar Profesör Dr Mehmet yaşar Kandemir..
1.Hadis karşıtları Maide Suresi 3 ayeti 'bugün dininizi Kemale erdirdim'i öne sürerek hadise,sünnete ihtiyaç bulunmadığını söylüyorlar.Allahü Teala'nın peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Kuranı Kerimi açıklama görevi verdiğini hadis ve sünnetin bunu yaptığını
10 Maddede Muvahhidlerin Özellikleri
Mahlukatın kesretinden, Halık’ın vahdetine ulaşmak tevhiddir. Muvahhid; Birleyen, birleştirici olan, bir tek kabul eden; Tevhid inancına sahip olan Allah’ın vahdaniyetine şeksiz şüphesiz iman eden ve bu inancı şirkin her türlü pisliğinden uzak tutan kimseye denir. Bu tanımıyla “muvahhid“, “müşrik” teriminin
Kim kendisi için doğru olan yol apaçık belli olduktan sonra Peygambere karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka yola saparsa, onu o yol üzerinde bırakırız ve cehenneme sokarız; orası ne kötü varış yeridir!
Hz. Ömer’e (ra) atfedilen güzel bir söz vardır; “inandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlar.”Hayatının tamamına veya bir kısmına Kur’an yerine başka kuralların, hükümlerin, otoritelerin ya da heva ve arzuların yön verdiği kimseler, zamanla o yaşadıklarının doğruluğuna inanmaya başlarlar. Hatta o yaşadıklarını meşrulaştırmak, doğruluğunu ispat etmek için Hakkı tahrif edip, kendi batıl hâllerini ve tercihlerini Hakk’a tasdik ettirmeyi bile zorlamaya başlarlar. Çünkü En’am Suresi 153. ayette “o yollara gitmeyin sizi Hak yoldan-sırat-ı müstakımden saptırır” denilen bâtıl yollara sapanların, yani Rasûle isyan edip mü’minlerin yolunu terk edenlerin, tercih ettikleri o bâtıl yolda bırakılacakları Nisa Sûresi 115. ayette bildirilmektedir. “Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, mü’minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız.” Rabbimiz, böyle yanlış bir tercih yaparak “mü’minlerin yolunu terk edenleri o yolda bırakacağını ve bunları cehenneme sokacağını” bildiriyor.