Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık.
Oyun bitti, zifiri karanlıkta belalar uçuşuyor
Dünyanın yalanları, uçakları ve bombaları arasında solup giden ömrümüzü
Kuşa çeviren yasalardan, yönetmeliklerden, nizamnamelerden sıkıldık
Telefon seslerinden, akıp giden televizyon görüntülerinden,
bilgisayar tıkırtılarından, gazete hışırtılarından
Alıp
Benim bir gazetede hazırladığım sayfada Diyanet İşleri Başkanı'nın geniş bir açıklaması var. İki gün önce de TVde açıklandı. Başkanın konuşmasını, inkârcı yobazlar çarpıttı, hürafeci yobazlar da bunu aldı, istismar meselesi yaptılar. Nedir mesele? Ne dedik? Dedik ki, Cem diye bir hadise var. Bir vesile geldi, bir dergi almış Kütübü Sitte'de Hz.
Anlamıştım, bugün temizlik yapmaya başladığımda bir şey olacağını duyumsamıştım. Senin “selamlarını” ajan sezgisiyle hissediyorum. Meğerse sırların varmış, hem de sehpa büyüklüğündeki bu kitap kadar kocaman sırların! Bravo, teşekkürler, Nâzım! Az bulunur, mükemmel bir kitap. Herhalde şimdi evimizdeki en güzel kitap. Senin kendi yazdıklarını
Ne kadar endişelendiğini gördüm. Atılacak adımın ağır sorumluluğunun ve olası sonuçlarının bilincindeydim. Ama geri adım atacak durumda değildik. Bu konudaki ilk konuşmamız değildi, bu. Daha önce de konuşmuştuk Sovyet pasaportunu, isteklerini. Artık, bu acılı sürece bir son vermenin zamanı gelmişti.
O andan başlayarak benimle başka bir konuda