Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık.
Oyun bitti, zifiri karanlıkta belalar uçuşuyor
Dünyanın yalanları, uçakları ve bombaları arasında solup giden ömrümüzü
Kuşa çeviren yasalardan, yönetmeliklerden, nizamnamelerden sıkıldık
Telefon seslerinden, akıp giden televizyon görüntülerinden,
bilgisayar tıkırtılarından, gazete hışırtılarından
Alıp
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
"Hocam dinine, kitabına bağlı tesettürlü kızlarımızı Kars'ta okula sokmadığınızı İstanbul gazeteleri yazmıyor.
Onlar İstanbul'daki manken kızların rezaletleri ile meşgul. Ama güzel Tokat'ta Bayrak diye Müslüman bir radyomuz vardır, memleketin neresinde müminlere haksızlık ediliyor, haberini verir."
/ "Ben müminlere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Nalıncı Baba
Padişahın İşi Ne!
Murad Han (III. Murad) o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
- Akşam garip bir rüya gördüm.
- Hayırdır inşallah.
- Hayır mı şer mi
Anlamıştım, bugün temizlik yapmaya başladığımda bir şey olacağını duyumsamıştım. Senin “selamlarını” ajan sezgisiyle hissediyorum. Meğerse sırların varmış, hem de sehpa büyüklüğündeki bu kitap kadar kocaman sırların! Bravo, teşekkürler, Nâzım! Az bulunur, mükemmel bir kitap. Herhalde şimdi evimizdeki en güzel kitap. Senin kendi yazdıklarını
Ne yapıyorsun Gazâ?
Hayatımı kurtarmaya çalışıyorum, amına koyayım!
Böyle mi kurtaracaksın hayatını?
Sana ne!
İyi düşün, böyle mi kurtaracaksın kendini?
Gel, sen kurtar o zaman!
Beni öldürmeseydin, gelirdim tabii.
Kesin seni de sorarlar! Ne diyeceğim o zaman?
Nereden bilsinler beni?
Peki ya bulurlarsa?
Cesedimi mi? Saçmalama. Babanın beni nasıl