Maddî darlık endişesinden ve husûsiyle de günlük nafakasını temin edememek sıkıntısından uzak olmak, bir insan için sevinç ve sürur sebebidir. Dinimiz, bu cihetin de çaresini temin etmiş, Ramazân-ı şerîf bayramı gününde fakir Müslümanların sevindirilmesi için onlara sadaka-i fıtır verilmesini vacip kılmıştır.
Fitre, mâlî bir ibadettir. Ödenmedikçe, zimmette ömür boyu borç olarak kalır. Zekâtta olduğu gibi, fitrede de niyet lâzımdır. Niyetsiz olmaz. Sadaka-i fıtrın, bütün hükümleri, zekât gibidir. Ancak mal zâyi olursa zekât düşer, lâkin sadaka-i fıtır düşmez.
Fitrenin verileceği yerler, zekâtta olduğu gibidir. Yani zekât kimlere verilirse, fitre de onlara verilir.
Husûsiyle talebe-i ulûma (dünya ve âhiret saadetini temin eden dînî ilimleri tahsil edenlere), zâhid, takvalı ve sâlih olan kimselere verilmesi evlâdır. İlmiyle amel edenlere verilmesi ise tamamından daha faziletlidir.
Bayramdan önce verilen bir sadaka-i fıtır, hem tutulan orucun noksanlarını tamamlayacak hem de fakir bir Müslümanın hiç olmazsa bir günlük nafakasını temin etmiş olacaktır.