Ermiş, Halil Cibran’dan okuduğum ilk kitap. Yazarla böylesine muazzam bir kitapla tanışmış olmak beni birçok açıdan mutlu ediyor. Farklı bir kitabını okumaya başlamış olsaydım bu kadar sever miydim ve bu kitaba başlar mıydım bilmiyorum. Kitabı elime alır almaz yaşamın türlü konuları arasında savrulup durdum ve inanılmaz bir şekilde kitabın içinde
Cinsellik cinsellik cinsellikle başlayıp cinsellik ile beraber devam eden kızlık kadınlık nikah çift evlikçlik sünnet tören gibi başlıklarla ilerleyen bir iç dökme kitabı.
Toplum ki çok kompleksli bir yapıya sahipken durumu irdeleme çabası içerisinde olan yazarımız oldukça yüzelsel değinmiş konulara. Yüzeyselliği kendi hayat çerçevesinden
--
" Ne var ki, ne kadar maddeden yoksun gibi görünseler de düşüncelerin bile bir dayanak noktasına ihtiyacı var, aksi takdir de onlar da anlamsızca kendi çevrelerinde dönmeye başlıyor ; onlar da katlanamıyor hiçliğe."
Bugün ben de aykırı gideceğim
Bugün ben de aykırı gideceğim
On beş gündür yakamı bırakmayan grip sebebiyle okuduğumu anlama zorluğu çekince dinlemeye karar verdim. İhsan Fazlıoğlu dinlerdim, bu defa Dücane Cündioğlu dinledim. İkisinin de farklı özellikleri ve her birinden alacağımız şeyler var. Yoruldum ama istifade ettim, ufkum açıldı bazen
Oldum olası popüler kitaplardan uzak durmaya çalışırım. Arkadaşım bana bu kitabı önerince küçük çaplı bir araştırma yaptım. Internetten bir dergiye verdiği röportajını izledim yazarın. Çelişkili konuşmalar yapsa da kameralar izleyiciler karşısında heyecana kapılmış olup kendini istediği gibi ifade edememesine verdim çelişkileri. Kitap ile ilgili
George Orwell/ 1984
Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı.Birincisi de aynı özgün tarzıyla yazılmış ütopik bir roman.
1984 için söylenecek çok şey var; bazen yavaş ve ağır ilerlesede okuduğunuz romanın içinde gerçekliklerle yüzleşiyor ve ütopik bir roman nasıl bu kadar realist olabilir demeden edemiyorsunuz.
Herkesin bu kitap için dilinde olan “kabus senaryosu” yorumuna katılıyorum. Hatta bu kabus günümüzde start Işık’larını bile vermiş olabilir.
Orwell’in günümüz politikasına bu denli gerçekçi ve ayrıntılı yorumlar yapmış olması beni çok şaşırttı açıkçası ki romanın 1948lerde yayımlanmaya başladığını düşünürsek daha da garip.
Bireyselliğin yok edilip, ifade özgürlüğünün insanlardan alındığı, tamamen sürü psikolojisi baskısı ile yaşamaya zorlanan insan topluluklarının olduğu totaliter bir dünya düzeni Orwell kalemiyle Harika tarzıyla harmanlanarak noktası noktasına şaşırtıcı bir ayrıntı ile yazılmış.
Kitabın arka yazısıyla noktalamak istiyorum çünkü tam da aynı fikirdeyim;
“ Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgahlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır.”
“Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir baş yapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır!”
okunmaması eksiklik olan bir baş yapıt, kesinlikle okunmalı.
İyi okumalar, iyi bayramlar
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,7bin okunma
Bilincin parladığı anın zenit noktası onun “Ben kimim?” sorusuna verdiği cevabın isabet ettiği yerde belirir.
Bilincin kendine hazırladığı tuzağın çoğunca farkına varamaması ilginç bir olay...
Hayvan da, içinde debelendiği tuzağı bilemez. O anda kendini bilemediği gibi... O, içinde bulunduğu hali yaşar, o kadar.
Kendi benimizi tanımlamak için