nuran

Gıybet
"Nasıl ateş odunu yer, bitirir; gıybet dahi a'mâl-i salihayı (salih ameller) yer bitirir. "
Reklam
Ne gariptir şu insanoğlu. Aklı ne kadar havalarda dolaşmaktadır ki kendisini yaratan Allah'a (C.C) tâbi olup, onun emirlerine uyacağına, tutup kendi gibi Allah yaratığı insanlar toplumuna uyumakta ayak diretiyor.
Topluma Uyma Hastalığı
İçinde yaşadığımız cemiyetin mutlak tedavi gerektiren büyük hastalıklardan biri de "topluma uyma hastalığı" dır. Bu hastalığa bugün tıp sahasında bir isim bulunup, konuşulmuş mudur, konuşulmuşsa bunun tıbbi istilahı nedir bilmiyorum. Ancak cemiyetimiz insanlarını sâri bir hastalık gibi saran bu illete biz bir isim koyduk, ki daha ziyade yakışanı düşünülemez, :ŞAHSİYETSİZLİK!.. Evet "şahsiyetsizlik" olmalıdır bu hastalığın adı. Zira gerçek medeniyete ancak ve ancak Avrupai bir hayat yaşamak ve her hususta Batı'yı taklit etmek suretiyle ulaşılabileceği fikriyle beyni şartlandırılmış insanların, bu şartlandırma doğrultusunda yapmaya mecbur kaldıkları ilk şey kendi asli şahsiyetlerinden soyunmaktır. Kendi şahsiyetiyle ilgili öz cevher olarak her neyi varsa bir çuvala doldurup, adeta çöplüğe atarcasına küçümser bir edâyla şahsiyetinden uzaklaşan bu hasta ruhlu insanlara kızmaktan ziyade acımak gerekiyor..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her ne kadar başlangıç tarihinin kesin tesbiti müşkül ise de gerçek şudur ki ; İslam toplumları Peygamber (a.s.m) çağından, o nur yumağı saadet asrından, uzaklaştıkça İslamın asli kaynaklarından uzaklaşmaya, özü, aslı unutup, kabuğa bağlanmaya başlamışlardır.
Rahmetle
Gideriz nur yolu izde gideriz Taş bağırda, sular dizde gideriz Bir gün akşam olur biz de gideriz Kalır dudaklarda şarkımız bizim
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek
Vefatının sene-i devriyesinde Cahit Zarifoğlunun dilinden Üstad : "Tek başına bir okuldu Necip Fazıl. Beş on kişiyi değil, nesilleri okumuştu. Bugünkü anlamda İslâmî duyarlılığın temelini, tohumunu o attı. Kuruyan çeşmeler onunla yeniden gür sularını akıtmaya başladı. Fakat ona göre su hep bulanık aktı. Bir türlü durulmadı. Suların apaydınlık, berrak akacağı günlerin hasretiyle yandı durdu. O kavi, bilinçli nesillerin, ışıklı çehrelerin tariflerini veren eserleri, onların yokluğu ile öksüzler gibi durup bekledi. Ona hayrandık. Etrafında Anadolu’dan köylüler, işçiler de vardı, üniversiteden profesörler de, öğrenciler de, memurlar da, emekliler de, esnaf da. Öyle bir kaynaktı ki kim gidip ağzını dayasa içecek bir şey vardı. Bütün bu insanları birleştiren, onda kaynaştıran şey ise İslam’dı." Rahmet size...
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
-
Zengin Hayaller Peşinde
Zengin Hayaller Peşinde
Adâvet etmek istersen kalbindeki adâvete adâvet et, onun ref'ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmarene ve heva-i nefsine adâvet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü'minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et. Evet, nasıl ki muhabbet sıfatı, muhabbete lâyıktır; öyle de adâvet hasleti, her şeyden evvel kendisi adâvete lâyıktır. Eğer hasmını mağlup etmek istersen fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü eğer fenalıkla mukabele edersen husumet tezayüd eder. Zahiren mağlup bile olsa kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen nedamet eder, sana dost olur.
Sayfa 358Kitabı okudu
124 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu
7.8/10 · 13,2bin okunma
1.362 öğeden 1.306 ile 1.320 arasındakiler gösteriliyor.