Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nursena Aktar

Nursena Aktar
@nursenaaktar
75 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
Zaman, tümüyle algılayana bağlı, göreceli bir kavramdır. Zamanın göreceliği, rüyada aşikâr bir biçimde yaşanır. Rüya âleminde gördüklerimizin ve yaşadıklarımızın saatlerce sürdüğünü hissetsek de gerçekte, dünya âleminde tüm gördüklerimiz ve yaşadıklarımız birkaç dakika ve hatta birkaç saniyede gerçekleşmiştir.
Her şey O’nun emir ve iradesiyle, hüküm ve kudretiyle gerçekleşir. Mülkün ve mahlûkatın tek sahibi olduğu gibi, külli iradesiyle dilediğini dilediği şekilde noksansız ve kusursuz bir şekilde yapmaya kâdirdir. Her istediğini kendi kudretiyle yapar. Hiçbir yardımcıya, hiçbir vekile ve hiçbir vasıtaya ihtiyacı yoktur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O, yarattıklarının ve eserlerinin ve gözlemlenen mahlûkatının şehadetiyle gökleri direksiz yükseltip semavat âlemindeki milyarlarca galaksileri, milyarlarca gezegenleri, kentilyonlarca yıldızları o müthiş büyüklükleri ile birlikte, müthiş bir hızla düşürmeden boşlukta durduran, birbirine çarptırmadan hep birlikte gezdiren ve döndüren sonsuz kudretiyle yüceler yücesidir ve her türlü noksanlıktan münezzehtir.
Âlemlerin Rabbi Allah yaratılanların ve mülkün ve onlardaki tasarrufun tek sahibi, tek hâkimidir.
Reklam
Her şeyin Hâlıkı her an yeni bir yaratma ile mahlûkatının yardımına ve imdadına yetişmezse hiçbir mahlûk kendi ihtiyacını yaratamaz ve onu kendine getiremez ve o hayatı idame ettiremez.
Bütün nefisler ve nefesler ve kalpler ve maddi ve manevi ameller O’nun ilmiyle ve O’nun dilemesiyledir. O yaratmayınca ve dilemeyince hiçbir nefes alınamaz, hiçbir nefis yaşayamaz, hiçbir göz göremez, hiçbir dil konuşamaz, hiçbir zerre yerinden oynamaz, oynayamaz ve bunun gibi…
Hiçbir şey O’nun ezeli ilminin dışında değildir, hiçbir şey O’ndan gizlenmez ve gizlenemez; O’nun ilmi her şeyi kuşatmıştır.
Ne bir nefis, ne bir nefes, ne bir ins, ne bir cin, ne bir hayvan, ne bir nebat, ne bir toprak, ne bir yaprak, ne bir hayat, ne bir memat, ne bir niyet, ne bir duygu, ne bir düşünce, ne bir söz, ne bir ses, ne bir göz, ne bir bakış, ne bir eser, ne bir fiil, ne bir iş, ne bir sistem, ne bir organ, ne bir doku, ne bir hücre, ne bir molekül, ne bir atom, ne bir zerre O’nun ilim dairesinin haricinde olabilir.
Her şeyi bilen Vâhid ve Ehad Allah Azze ve Celle’nin kendisine ihsan ettiği cüzi bir akıl ve iradeyle basit bir bilgisayarı ve cep telefonunu icat eden bir insan dahi kendi ürettiği o bilgisayarın ve cep telefonunun çalışma standartlarını, kamerasını, işletim sistemini ve bunun gibi tüm özelliklerini bilsin de her şeyin Hâlıkı Mutlak Alîm Allah (c.c.) mahlûkatını, mülkünü ve mülkünde cereyan eden hâdisatı bilmesin, öyle mi? Hâşâ ve kellâ! Evet, kâinatın Hâlıkı’nın elbette kâinatı ve mahlûkatı ve mülkünde cereyan eden hâdisatı bilmemesi mümkün değildir.
Reklam
Ey insanlar! İşte gemileri görüyorsunuz denizin dağlar gibi dalgalarını yarıp, içindeki insanları, ağır ağır yükleri ve eşyaları taşıyor. Hâl böyleyken denizde batmadan ilerliyor. Zira onlar; Ezeli Kayyum’un, Bâkî Kadîr’in, Vâhid ve Ehad’in mülkünde, O’nun koyduğu kanunla ve O’nun külli iradesiyle ve izniyle yürürler. Bu Âlemlerin Rabbi Allah’ın size büyük lütfudur ki gemilere binip, uzak diyarlara selametle gidip çeşitli ticaretler yapıyorsunuz. Hem o denizlerden taze etler yiyorsunuz, ziynet eşyaları çıkarıyorsunuz. Gemiyi ve denizi sizin hizmetinize, sizin emrinize veren Allah her türlü noksanlıktan münezzehtir ve çok yücedir.
Tatlı ve tuzlu su bir olmadığı gibi muvahhidle müşrik, müminle kâfir, salihle fâsık, iyi ile kötü de bir olmaz.
Ey gafil insan! Kesinlikle bil ki tüm kâinat Allah’ın mülküdür ve kâinattaki ve mahlûkattaki bütün tasarruf O’nun ilmi ile, O’nun iradesi ile ve O’nun kudreti iledir. Her şey O Kayyum ve Baki ile ayakta durur, yalnızca O’nun ile vardır, O’nun dilemesi ile devam eder. O hâlde O Kayyum ve Baki’ye iman ve tevhid ile teslim ve tevekkül ile ibadet ve dua ile dayan ve sığın ki hem dünya hem de ahiretin saadetine mazhar olasın!
Bir sineği yaratamamanın verdiği eziklik, bir fili yahut deveyi yaratamamanın verdiği eziklikten çok daha büyüktür. Çünkü insan sineği fil ve deveye göre daha âciz ve zayıf görmektedir.
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.