Hepimiz, tüm beyni olan canlılar gibi, işimize yarayan, hayatta kalmamıza ve ürememize destek verecek olayları zihnimizde işaretleyip o fırsatları daha çok kullanmamıza yardımcı olacak bir "ödül sistemi ne sahibiz.' Temel olarak dopamin adlı bir kimyasal maddenin salgılanmasına dayanan bu sistem, zihinsel bir haz ve ödüllendirme etkisi oluşturur. Böylece dopamin salgılanmasına neden olan o davranışı tekrarlama olasılığımız artar. Yemek, üreme, konfor, güvenlik, ödüllü sürprizler gibi durumlar dopaminin fazlaca salgılandığı durumlardır. Bu nedenle bu tip deneyimleri zevkli ve keyifli olarak algılarız. Hatta bağımlılıklarımızın temelini de bu sistem oluşturur.
Rabindranath Tagore önce çok sevdiği ona ilhamıyla 'Bahçıvan'ı' yazdığı eşini ardından ilhamlarıya 'Büyüyen Ay'ı' yazdığı çocuklarını kaybetti. O acıyla 'Meyve Zamanı'nı ve 'Gitanjali'yi ' yazdı.
"Dünya ruhumu acılar ile öptü ve karşılık olarak benden şarkı istedi." Diyordu
Bütün ömrünü insanlığın huzur, mutluluk ve barış içinde yaşaması için ne yapılması gerektiği konusunda fikirler üreterek geçirdi.Bazıları gerçek anlamda şaheser olan kitaplarıyla Garaudy, hâlå bütün dünyada eserleri okunan ve kendisine hayran olunan büyük bir düşünürdür
Burada anlatılanlar sadece hatıralar değil, ayni zamanda 20. yüzyılda yaşanan
Gerçek anlamda bir şeyler keşfetmek için tekrar “okumaya” başlamak lazım. Yanlış anlaşılmasın. Aslında her zamankinden daha çok okuyoruz. Ama paylaşmak için, alıntılar yapıp beğenilmek için, başkalarının yaptığı alıntıları çoğaltmak için... Çünkü internet denizinde başarılı bir sörfçü olabilmenin sırrı bu. Sürekli hareket hâlinde olmalısınız. En çarpıcı kitabı bulup en paylaşılabilir cümlesini keşfetmelisiniz. O fikrin gerçek anlamı üzerinde düşünmeye vaktiniz yok, sıradaki dalgaya geçip yolunuza devam etmelisiniz.
İnsanlığın binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen kültür birikimi birkaç yüzyıl boyunca kitap formunda kitlelerce okundu. Günümüzde hepsine istediğimiz anda ve rahatlıkla ulaşabilir hâle geldik. Geçen yüzyıl boyunca çekilen ödüllü filmlerin tamamı artık parmaklarımızın ucunda. Biz ne yapıyoruz? O filmlerin yerine kedi videoları izleyip kitaplar yerine birkaç cümlelik bilgi kırıntılarını tüketmeyi tercih ediyoruz.
Biz galiba okumayı unutuyoruz.
Sayfa 16 - Barış Özcan, Kitabı Issız Adaya DönüştürmekKitabı okudu
Mahkumların sadece hayal ederek kurtulamadıkları gibi, kendi "ben"leri içine sıkı sıkıya mahkum olanlar da bundan öylece kurtulamazlar. O nedenle kurtuluşu olmayan mahkumlar, hayal etmeyi sakıncalı bulurlar. Oscar ödüllü Shawshank Redemption filminde, Morgan Freeman'ın oynadığı Red adlı karakter, diğer mahkumlara umut dağıtan Andy'ye (Tim Robins) "hapishanedeki en tehlikeli şeyin umut olduğunu söyler. Haklıdır da! Çünkü oradan çıkma şansınız yoksa boş umutlar sizi tüketebilir. Kendi benliği içine sıkışmış insanlar için de aynı şeyi düşünürüm hep: O daracık "ben" tanımından çıkış yolunu bilmedikleri için hayal ve umut etmeyi bırakırlar. Onlar artık sadece hayattadırlar. Fakat hayatlarını yaşayamazlar...