Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eğitim, birtakım dershanelere yazılmak, ilk, orta, liseye gitmek, paran varsa velilerin büyük fedakarlıkları ile özel okullara yazılmak, not almak, dershanelerde nasıl not alınacağını öğrenmek, ondan sonra alfabe çorbası gibi isimleri olan birtakım sınavlardan geçmek, konuyu hiç anlamadan, a-b-c hangisini işaret edileceği taktiklerini öğrenerek bir diploma almak, ondan sonra da yatmak ve her fırsatta memleketi satmak değildir... Eğitimin gayesi, insanı,kendisi ve toplumu, halkı, milleti için değer yaratacak düzeye getirmektir. Fakat eğitimin ikinci bir gayesi daha vardır... Eğitimin ikinci gayesi ise, bir milletin geçmişiyle geleceği arasında köprü kurmaktır. Yoksa geçmişine makas atıp ondan sonra toplumun köksüz, darmadağın bir kuru kalabalığa dönüşmesini sağlamak değildir.
Sayfa 84 - Alfa yayınlarıKitabı okudu
Türkiye’de 1954’e kadar İngilizce ile eğitim yapan hiçbir Türk okulu yoktu. Zaten bu her devirdeki anayasalarımıza, Atatürk’ün “tevhidi tedrisat” kanununa, Lozan’a tamamiyle aykırıydı, hâlen de öyledir. Atatürk eğitim dilinin tümüyle Türkçe olması üzerinde ısrarla durmuş, eğitimin “milli eğitim” olmasının baş şartını buna bağlamıştır (Bkz: O. Sinanoğlu, Bilim ve Teknik, Sayı 59, Ekim 1972) Atatürk milli bir eğitim içinde yabancı dil nasıl öğretilir örnek olsun diye 1930’larda Türk Eğitim Derneği’ni kurmuş, onun özel okulu Ankara Yenişehir Lisesi’nde haftada 10 saat yabancı dil dersi konmuş (bugün takviyeli yabancı dil denen düzen), ama bütün dersler güzel bir Türkçe ile verilmiştir. 1954’te ne yazık ki benim bu şahane okuluma yabancı çengeli atılmış, Atatürk’ün örnek okulu İngilizce ile eğitime geçen ilk Türk okulu oluvermiştir. Birkaç yıl sonra da “Anadolu Liseleri” aldı yürüdü. Arkasından Orta Doğu, sonra alıştıra alıştıra Boğaziçi, derken Bilkent, sonra sayısız özel okullar vb. vb.. Kimse bu gidişin tesadüfen veya cahillikten veya talepten olduğunu sanmasın.
epub
Reklam
Eğitim, bir takım dershanelere yazılmak, ilk, orta, liseye gitmek, paran varsa velilerin büyük fedakârlıkları ile özel okullara yazılmak, not almak, dershanelerde nasıl not alınacağını öğrenmek, ondan sonra alfabe çorbası gibi isimleri olan bir takım sınavlardan geçmek, konuyu hiç anlamadan, abc hangisini işaret edileceği taktiklerini öğrenerek, bir diploma almak, ondan sonra da yatmak değildir.. Eğitimin gayesi bu değil arkadaşlar.
epub
Nitekim Boğaziçi Üniversitesi de kurulurken, ODTÜ şeklinde; yani eğitim dili İngilizce, yani birtakım özel imtiyazlara, yani Amerika ile göze görünmez bağıntıları olacak ve devlet içinde devlet olma şeklinde yürüyecek şekilde kuruldu.
Sayfa 164Kitabı okudu
Nev-York şehrinde köpek olmak, insan olmaktan daha iyi. Zenginlerin köpeklerinin arkasından uşaklar, altından yapılma pislik temizleyicileri ile dolaşıyor. Köpeklerin özel ruh doktorları var. İnsanlar perişan.
Sayfa 300Kitabı okudu
Rousseau şöyle der: "Savaş, insandan insana bir ilişki değil; fakat devletten devlete bir ilişkidir. Dolayısıyla savaş hâlinde özel kişiler, birbirlerine karşı tesadüfen ve geçici olarak düşmandırlar. Düşmanlık sıfatı, insan veya yurttaş olma sıfatlarından kaynaklanmaz; vatanlarını savunan askerler olma sıfatlarından kaynaklanır. Keza her devlet, ancak başka devletlerin düşmanı olabilir; insanların düşmanı olamaz..."
Sayfa 58 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nasıl Bir Eğitim? (2)
Gençlerimizin ve velilerinin aklı, fikri dışarı gitmek, dışarıda okumak, okutmak olmamalı. Bugünkü en başarılı iş adamlarımız, eğitim dili o zaman tamamıyla Türkçe olan İstanbul Teknik Üniversitesinde yetişmiştir. Bizim nesil lisede iken, en özendiğimiz şey İTÜ'ye girebilmekti. Şimdi, ise sadece bir kırk yıl sonra, herkes, dışarı gitmeye, o da olmazsa, eğitim dili İngilizce'dir diye, ODTÜ veya Boğaziçi'ne girmeye çalışıyor. Gençlerin bir sene fazladan, yabancı dil hazırlık sınıfı okuması da başka ülkelerde görülmeyen bir zaman ve kaynak israfıdır. Bir yıl fazladan okunacaksa herkes bir yıl matematik okusun, işte o zaman öbür devletlerin de önüne geçer, sadece acentacı yetiştirmemiş oluruz. Dışarıda okuma devletin ve özel kişilerin sarfettiği dövizin hemen bir toplam hesabı çıkarılmalı, bu milyarlarca doları bulan kaynağın, hiç olmazsa bir kısmı, derhal, mevcut üniversitelerin sağlıklı ve araştırma ruhuna dayalı bir hale getirilmesine ayrılmalıdır. Dışarıya, ancak ülkenin hedeflerine yönelik, dikkatle seçilmiş konularda, mesela bizde hiç olmayan dallarda doktora öğrencisi ve doktora üstü, uzmanlaşacak kişiler gönderilmelidir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Bilim ve teknikle uğraşacakların, teknik yazıları okuyabilecek kadar bir veya birkaç yabancı dili bilmeleri çok yararlıdır. Okullarımızda yabancı dillerin kolay öğretilemediği de bir gerçektir. Ancak bunun çözümü yoğun yaz kurslarında. çağdaş, görsel, işitsel dil Öğretimi yöntemlerinde aranmaııydı. Bugün ABD gibi dış ülkelerde, Çince gibi güç bir
Türk biliminin Türkiye’ de gelişmesini önleyecek bir büyük engel de eğitim düzenimizin gitgide ve hızla yabancılaşmış, adeta misyonerlerin yaptırdığı bir eğitime dönüşmüş olmasıdır, 1953 yılından başlayarak Türk okullarının pek çoğunda yabancı dille, özellikle İngilizce olarak eğitim yapılır olmuştur. 1953’ten önce sadece St. Joseph gibi, Robert Kolej gibi misyoner okullarında böyle bir eğitim uygulanıyordu. 1953’te Türk Eğitim Derneği’nin gerçek bir milli eğitim amacıyla l930’larda kurulmuş olan Yenişehir Lisesi (ki ben bu okuldan Türkçe eğitim görerek 1953’te mezun oldum), İngilizce ile eğitim yapan Ankara kolejine dönüştürüldü. Bu işi örgütleyen İngiliz Mr.Brownı'ng, yirmi yıl sonra İngiltere Kraliçesi’nden madalya aldı. Çünkü başlanan yabancı oyunu tuttu ve hızla Türkiye’de yayıldı. Öğrenmeye, ilerlemeye büyük iştiyakı olan halkımız çocuklarımız, yabancı dil öğrensin, diye aldatıldı. Halbuki kendi anadilini bir kenara atıp ortaokuldan itibaren dersleri yabancı dilde okumak şeklinde bir yabancı dil öğrenme yönetimi hiçbir aklı başında ülkede yoktur. Bugün dışarıda, özel yöntemlerle bir yabancı dil birkaç ayda yoğun kurslarda Öğretilebiliyor. Bunun için kendi dilini dosdoğru konuşamayan, gitgide yarı Türkçe, yarı İngilizce konuşup bununla böbürlenen nesiller yetiştirmeğe hiç lüzum yok.
Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, çeşitli kamu kuruluşları yıllardır özellikle Amerika ve İngiltere'ye binlerce öğrenci gönderiyor. Özel gidenler de ayrı. Son iki yıldır YÖK aracılığı ile birkaç bin doktora öğrencisi gönderildi. Bu sayının birkaç yılda 20.000'i bulacağı söyleniyor. Devlet adam başına yılda 30.000 dolar masraf ediyor, bir öğrenci 5 yıl kalıyor. Bu rakamlar korkunç boyutlarda. Milyarlarca dolan buluyor. Böyle büyük bir yatırımın yapılmasına meclis mi, bakanlar kurulu mu, kim, nasıl, niçin karar vermiş, söyleyen yok. Dışa akıtılan bu kaynak, Türkiye'deki tüm evrenkentlerin toplam bütçesinden büyük olabilir. Bu kaynağın onda biri Türkiye'de araştırma, yenileme, Türkçe bilim kitaplarının teşviki için harcansa evrenkentlerde, ülkenin bilim düzeyinde önemli bir kalkınma olur.
Sayfa 103 - Evrenkent:ÜniversiteKitabı okudu
Reklam
"ambulans" > cankurtaran • "trend" > gidiş, gidişat • "erozyon" > toprak aşınması, kayması • "parlamento" > meclis • "parlamenter" > millevekili • "kabine" > bakanlar kurulu, vekiller heyeti • "medya" > basın-yayın • "diyazn" > tasarım •
Sayfa 147Kitabı okudu
Dilimizi asmile edip Türkçe'miz asmile ediliyor ki, edildi. Ben Türküm arap değilim niye arapca ögrenicem farklı dillere karşı değilim ama Arap ve ingilizceyi ana dilim gibi özüm gibi benimsemem ve mecbur değilim. Lisans'ım 4 dil biliyorum. Fransa, İngilizce, İtalyanca Türkçe, yalnız ana dilim gibi özümseyemem kültür gezi amaçlı iletişim amaçlı bilmekte zarar yoktur.! Türkiye’de 1954’e kadar İngilizce ile eğitim yapan hiçbir Türk okulu yoktu. Zaten bu her devirdeki anayasalarımıza, Atatürk’ün “tevhidi tedrisat” kanununa, Lozan’a tamamiyle aykırıydı, hâlen de öyledir. Atatürk eğitim dilinin tümüyle Türkçe olması üzerinde ısrarla durmuş, eğitimin “milli eğitim” olmasının baş şartını buna bağlamıştır (Bkz: O. Sinanoğlu, Bilim ve Teknik, Sayı 59, Ekim 1972) Atatürk milli bir eğitim içinde yabancı dil nasıl öğretilir örnek olsun diye 1930’larda Türk Eğitim Derneği’ni kurmuş, onun özel okulu Ankara Yenişehir Lisesi’nde haftada 10 saat yabancı dil dersi konmuş (bugün takviyeli yabancı dil denen düzen), ama bütün dersler güzel bir Türkçe ile verilmiştir. 1954’te ne yazık ki benim bu şahane okuluma yabancı çengeli atılmış, Atatürk’ün örnek okulu İngilizce ile eğitime geçen ilk Türk okulu oluvermiştir. Birkaç yıl sonra da “Anadolu Liseleri” aldı yürüdü. Arkasından Orta Doğu, sonra alıştıra alıştıra Boğaziçi, derken Bilkent, sonra sayısız özel okullar vb. vb.. Kimse bu gidişin tesadüfen veya cahillikten veya talepten olduğunu sanmasın.
- Birazcık haksızlık etmiyor musunuz? - Tabii, Türkiye'de de gelişmeler var... Geçen günlerde Tuzla'da 11 bin tonluk bir gemi denize indi, özel bir tersanede yapılmış. İndi, hemen bir yenisi kızağa alındı, o yeni geminin devasa dizel makineleri kutusunda duruyor. Kutunun üstünde ingilizce tek bir kelime yok, Fince bir takım yazılar, ihraç mal larda bir tek ingilizce kelime yok. Finlandiya'yı toplasan kaç dizel makinesi eder ama, koskoca gemilerin dizel makineleri oradan geliyor. Moleküler biyoloji... Adamlar bir moleküler biyoloji kenti kurmuşlar, bir gökdelen, her katında belli bir araş tırma yapılıyor, üniversite - özel sektör işbirliğiyle... Şimdi bizim millet de dosdoğru bir dosdoğru bir eğitim olsa, Amerika -Avrupa hastalığı olmasa, yabancı dil yüzünden kendi kendini anlamayacak bir duruma gelmiş olmasa, bir kere soru sormasını bilir. Açar dünya haritasını, kitapları önüne, dünyada kim ne yapıyor, nerede ne pazarı var,biz ne yapabiliriz,arada kaynamış neler var. Seçersin beş tane, devlet de bunlara destek verir, sa-nayii bir araya gelir, bir sürü kilit ürün geliştirilir. O zaman Finliler gibi, bir kaç üründe dünya çapında önderlik yapabilirsiniz. Biz ne yapıyor? Devlet politikası PTT'nin telefonunu sat-makla, Avrupa'ya girmekten ibaret. İllâ Avrupa'ya gireceğiz. Gireceğiniz de niye gireceğiniz? Çünkü Avrupalı olmak istiyo-ruz. Olur mu böyle şey? Olmaz! Ben istemiyorum kardeşim, ben Asyalıyım. Ben Amerika'da bana Avrupalısın filân dedikleri zaman kızıyorum. Ben Asya milletiyim, asıl medeniyet ve insanlık ve bugün teknik de Asya'dadır diyorum, Asyalıyım diye iftihar ediyorum.
307 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.