Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hawar, bir çığlıktır, yok olmakta olan bir kültüre , ölmekte olan bir dile bir soluktur.
Siyah ile beyazın birbirinden çok farklı renkler olduğunu öğrenmiştim.
Reklam
Okumaya dair...
Sıcak yaz günleri. '88 Yılı. Delişmen, kabına sığmayan, ergenliğin uçarılığının alabildiğine kuşattığı ortaokul arkadaşım Erdal. Dört tekerli araba lastiği olan at arabasının üzerinde, ayakta olduğu halde bağırarak; "Al sana kitap, oku!" diyerek rüzgar gibi tozu dumana kattı, gözden kayboldu. Bense şaşkınlıkla kitabı bahçenin orta yerinden alıp oturduğum duvar dibine geldim. Kitap nedir bilmezdim. Kalınca bişiydi.O yıllar malum. Henüz herşeyin daha arı duru olduğu zamanlar. Kösül bir halde sayfaları karıştırdım. Gitgide birşeyler belirmeye başladı. Harfler görünür oluyorlardı. İsimler, sıcak, kerpiç evler... Bu ilk hal ne kadar sürdü hatırlamıyorum. O akşam yemek yememiştim. Anam beni bi güzel paylamıştı ekmaa almadım diye... Bir iki günde bitti kitap. Ben bi hâl oldum. Okumaya başlamıştım! Kitabın devamı varmış. Acemiyim ya. El yordamıyla diğerlerinede ulaştım. Sonuncuyu gazetede yayınlanırken yakaladım. Şehrin kenar bir mahallesinde, okuması olmayan bir ananın oğluyum ben. Şimdilerde bir hayli kitabın sayfaları arasından süzülerek yola devam ediyorum. Böyle başladı okuma. Arkadaşımdan hâlâ bir haberim yok. Nerede, ne yapar kim bilir? Düşmedim değil, düştüm peşine. Kitabın kahramanı, İnce Memed dediyse, "Şu kayalıklara vardık mı gerisi Anavarza." O at arabası tekrar gelir mi bilmem?...
Her alışkanlık ve yeti kendisiyle bağlantılı eylemler aracılığıyla korunur ve güçlenir. Örneğin, yürüme alışkanlığı yürümekle, koşma alışkanlığı koşmakla güçlenir. İyi bir okuyucu olmak istiyorsan oku; iyi bir yazar olmak istiyorsan yaz. Eğer bir ay boyunca okumazsan ve başka bir şey yaparsan, bunun sonucunu görürsün. Aynı şekilde, eğer on gün boyunca yattıysan, ayağa kalkıp uzun bir yürüyüşe çıkmaya kalkıştığında, bacaklarının ne kadar zayıf düşmüş olduğunu görürsün. Öyleyse, bir şeyi alışkanlık h aline getirmek istiyorsan onu yap ama eğer istemiyorsan onu yapma ve kendini onun yerine başka bir şey yapmaya alıştır.
Sayfa 173 - İnkılap KitapeviKitabı okudu
Huzur
Daha çok sıradanlıktan öte, aykırı, salaş bi hayat...giy, çık, dolaş, ye, iç, araştır, oku,yaz, çiz, izle, sev, sevil, seviş, öpüş,sarıl, insanları umursama
Neşet Ertaş
Aşk ataşı düştü garip gönlüme Yanıyor bu gönlüm yar senin için Derdin oku battı garip gönlüme Kanıyor bu gönül yar senin için Ağlayıp gözlerim yaş eyliyerek Şu garip bağrımı taş eyliyerek Yaz gününde gönlüm kış eyliyerek Bu başıma yağan kar senin için Kerem gibi yansam aşk ataşından Bülbülüm ayrılmam gülün peşinden Yar aşkına yolum dağlar başından Aşsa da (Geçse de) giderim yol senin için
Reklam
Epmeryalizm'in ruhunu ve zihnini işgal etmesine izin verme! Dizilerin ve internetin karşısında erime! planlı, programlı ve disiplinli ol! Bir dakikanı bile boşa harcama! Yaz,oku,düşün, araştır,konuş,sürekli hayrın peşinde ol
Erteleme hastalığı ve dünya telaşı
Bugün değil yarın... Yarın değil haftasonu... Derslerim bitince... Bu yaz... Okulum bitince... Diye diye ertelediğimiz ilim öğrenmeyi hep erteliyoruz.. Rabbimizi tanımaya vakit bulamıyoruz ama belki de 20 sene dünya'da biraz daha rahat koşullarda yaşarım düşüncesi ile ömrümüzü veriyoruz. Aslında dengeyi elden kaçırmamak lazım, çünkü denge kaçtı mı dünya sizi kendine bağlar, batıl ile uğraşmaktan hakkı göremez olursunuz.. Daha kötüsü hakka karşı bakış açın değişir.. Buda kalbin öldüğü anlamına gelir.. Her gün bir sayfa da olsa oku.. Kendine bir şeyler kat.. Erteleme! Erteleyenler helak olur.. Rabbini tanıyan birisi O'na aşık olur, peygamberine aşık olur, şehadet sevdalısı olur.. Sahabelerle aynı duyguları hisseder bir nebze de olsa... Ne mutlu aklını kullanıp ölüm ona gelmeden Rabbini tanımaya adım atmış olana.. O güzel duyguları keşfedene...
Kitap oku. Su iç. Arkadaşlarınla görüş. Az konuş, sık sık yaz. Mutlu ol. Dürüst ol. Egzersiz yap. Çok çalış. Aileni ara. Endişelerini bırak. İyi olacaksın.
Acı bir gerçeği içine biraz mizah katarak ironik bir dille yazışımı Mehmet Barlas da anlamazsa ne yapmam lazım acaba?.. Kalemi kırıp yazmayı bırakmam mı?.. İletişimdeki teknolojinin ilerlemesiyle bizdeki gazeteciliğin gerileyişini yan yana anlatırken, aslında çok acı eleştirmiştim kendimizi, Erdal Şafak’ın “Artık 3 G, yani Üçüncü Kuşak teknoloji
Reklam
Bir dil öğren, bir kitap oku, bir şiir ezberle, bir konu araştır, bir güzel yer gez, bir iyi insanla tanış, bir iyilik düşün, bir hayata dokun, bir yazı yaz, bir hayal kur veya anlamlı başka bir çaba koy ortaya. Yaşama, küçük de olsa, bir mum yakmadığın her gün karanlıktasın.
Daima oku, yaz. Kadrini bil cevher-i ilmin (Daima oku, yaz. İlim cevherinin kıymetini bil) Kâlâ-yı hüner, hâme-i insana çelenktir. (Hüner kalesi, insan başına çelenktir)
Sayfa 383
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.