Okusam mı okumasam mı diye dilemmalarda kaldıktan sonra birden kendimi elimde kitap,okurken buldum bu kıymetli külliyatı.(tüm eserlerini içermese de)
Beklentilerimin çok üstündeydi çünkü başlamadan önce nasıl olsa klasik;sıkıcı betimlemeler,bir sürü gereksiz entrika beni bekliyor diye düşünmüştüm amaaa tabiki tam tersiyle karşılaştım.
Bu kitapta bizleri adları “Neva Bulvarı,Burun,Portre,Palto,Bir Delinin Anı Defteri,Fayton”olmak üzere 6 trajikomik hikayecik bekliyor ve bunlar hakkında belirtmek istediğim birkaç nokta var:
İlk olarak her hikayenin işleyiş ve duygular bakımından birbirine çok benzediğini düşünüyorum.Yani,nasıl desem sanki her hikayenin GOGOL’e ait olduğunu bu işleyişten anlıyorsunuz.
İkinci olarak hikayelerin kesinlikle “trajikomik”kelimesine uyduğunu düşünüyorum.Bir yandan karakterlerin bedbaht kaderlerine acıyorsunuz,diğer yandan olayların absürtlüğüne kahkahalarla gülüyorsunuz.
Üçüncü olarak ,çok merak ediyorum acaba kitaplarını nasıl bir kafayla yazmış??
Sonradan öğrendiğim kadarıyla GOGOL manik depresiflikten muzdaripmiş.Eğer gerçekten öyleyse bu durumun eserlerinde büyük ölçüde etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Ve son olarak(BURAYA DİKKAT):Daha önce hiç GOGOL okumamış kardeşlerimize sesleniyorum:Gencecik yaşta “Palto”sunu alıp aramızdan ayrılmış(bu tabiri çok beğendim)ve kısacık ömrüne bu kadar eser sığdırmış bu değerli yaratığa en azından saygınız olsun;gidin en yakın kitapçıya,alın herhangi bir kitabını,pişman olmazsınız,OLAMAZSINIZ.