"... Ama şunu hatırdan çıkarmayın, ahmaklar için yazanlar her zaman karşılarında geniş bir dinleyici kitlesi bulurlar; okuma zamanınızı sınırlamaya dikkat edin ve okumak için ayırdığınız zamanı da münhasıran bütün zamanların ve ülkelerin büyük kafalarının eserlerine tahsis edin, onlar insanlığın geri kalanını yukarıdan seyrederler. şöhretleri onları zaten bu hüviyetiyle tanıtır. Okunması halinde sadece bunlar gerçekten bir şeyler öğretir ve insanı eğitir ..."
Sunuştan
İnsan hamaldır; aklından geçenlerle, diline gelenler arasındaki farkın hamalı. Bu yüzden nerde olursa olsun hep bir huzursuzluk, hep bir yabancılık hisseder; her tat biraz kekremsi, her ses biraz cızırtılı, her görüntü biraz fludur. Kendi olmak ile yaşadığı topluma, ailesine, işine vs uygun olmak arasında sıkışmıştır insan. Bu bağlamda Dag Solstad birey ve toplum arasındaki çelişkiyi ele aldığı bu eserinde bireyin; olmak istediği şey ile hayatın onu yaptığı şey arasındaki çelişkisini, kendi kendiyle yüzleşmesini, cesaretsizliğinin etkilerini, gölge sahibi olamayınca, başkasının gölgesinde mahkum geçen hayatını anlatırken okuyucuya içinde bulunduğu toplumdaki varlığına bakma imkanı sunuyor.