... Mesele dünyayı anlayabilmek değil, değiştirebilmek. Al işte, ben anlıyorum da ne oluyor? Hiç. Kocaman bir hiç. Değiştirebiliyor muyum? Hayır!
Sayfa 233
Zekiye
"Ben yazgıma boyun eğerim. Eğer bu bir yazgı olsaydı gene eğerdim. Boyumun kısa oluşundan yakınıyor muyum? Hayatın doğal güçlerine boyun eğerim. Ama birtakım insanlar bir yazgı gibi egemen olmaya kalkışırlarsa, bu sıkıcı oluyor, dayanamıyorum."
Reklam
bazı duygular söze gelmiyor. söylemekle anlaşılmıyor. kalbimizdeki boğuntu biraz daha ağırlaşıyor. bizi, gerçeğimize biraz daha gömüyor. dilsiz çana çeviriyor. sonra bir gün, ömür hanım, parmaklarımızın baktığı yerlerden, kirpiklerimizin rüzgârlı kıvrımlarından, arzularımızın terleyen yalnızlığından bize gülümsemeye başlıyor. biz görmeye başlıyoruz. sevmeye başlıyoruz. acıyı anlıyoruz. yaşamaya inanıyoruz. boşluk menevişleniyor. ağaçlar var oluyor. böcekler konuşuyor. zaman, soluk alıyor. gökyüzünü öpüyoruz. dokunmanın tanrısal hazzıyla korkularımıza bile gülümsüyoruz. sevincin günahı yok artık! simsiyah kapamp yazdığım bir acı, şimdi binlerce insanda varlık buluyor, yaşama gücüne dönüşüyor. dünyayı ve insanı kavramanın kapısını aralıyor. yüreğin ve bedenin al yeşil atlasına sevinçler, kederler düşürüyor. insanların, başka hayatları saygıyla sevmesini sağlıyor. mutsuzluğun da bir yürek türküsü olduğunu, ben de insanlarla birlikte yeniden öğreniyorum. sözün gücüne ne kadar inanırsam inanayım, yazdığım yıllarda ömür hanım'ın varacağı yerleri bilemezdim. sanırım kimse de bilemezdi. şimdi biliyor muyum, hayır. anlamaya çalışıyorum. elimden gelen sadece bu. hüzünle seviniyorum... 2018-2019
Sayfa 46
"Ben yaşıyor muyum? Ölüyor muyum? Kimin umurunda? Benim yerim yok."
Sayfa 184Kitabı okudu
Tamamen sustuğum zamanlarda bile susamıyorum. Susmak ile sükut başka şeyler demek ki. Hiç konuşmasam da içimde bir ses hiç susmuyor. Denedim ben bunu içimde devamlı konuşan biri var. Dene bak. Sussan da içinden konuşuyorsun. İçinde cümleler dolaşıyor. Kulağımla duymuyorsun. Ses yok belki ama konuşuluyor. Nasıl oluyor? Duymuyorsam eğer düşünüyor muyum sadece ya da hissediyor muyum? Ne oluyor? Kim konuşuyor?
...Geç oluyor. Bizi soran olacak mı? Yoksa basitçe, Hiç istenmiyor muyuz? Bu soruların basit yanıtları olduğuna inanan kimse ne soruları ne de içinde yaşadığımız zamanı anlamıştır. Hermann Hesse'nin deyişiyle, "bütün bir kuşağın insanlarının iki ayrı yaşam biçimi arasında sıkışıp kalarak kendini anlama yetisini yitirdiği ve her türlü standardın, korunmuşluk duygusunun ve kabullenmenin elden çıkıp gittiği" zamanlarda yaşıyoruz.
Reklam
1.000 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.