Umalım ki onlara değerlerimizi olabildiğince kazandırmış olalım. Umalım ki bizi sevsinler ve korusunlar, yaşlılığımızda bizi rahat ettirsinler, sonrasında da belleklerinde olumlu anılar olarak kalalım.
Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.
Topraklar olabildiğince yeşillikti bizim buralarda . Hatta uzayıp giden dağlar bile yeşildir .Ama yeşilliğin içinde insanların yürekler çorak bırakılmıştı. Ne de olsa burası bir Balkan ülkesiydi.
Kim ne için doğmuştur ve neler yapabilir bilemeyiz. Belki bizim mutluluğumuz için, bizim yararımız için doğmuştur kim bilir? Özellikle de çocuklara... gençlere saygı duymalı! Gençleri olabildiğince özgür bırakmalı! Çocukların yollarına taş koymamalı... Saygı duymalı çocuklara!
“İnsan ancak olabildiğince az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olur; yoksa olabildiğince az yalan söyleme fırsatını bulduğunda değil.“