Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
150 syf.
·
Puan vermedi
İlginç sorularla karşımıza çıkıyor yine Milan Kundera. Teknoloji ile değişen algımızdan söz ediyor. Günümüz politikacılarını, bilim insanlarını, "dansçıları". başkalarınca görülmeden varolamayan insanları anlatıyor. Romanın sonunda farklı yüzyıllarda yaşayan roman kişilerini karşılaştırması ve hatta anlatıcıyla eşinin de onları görmesiyle bir kurgu evreninde olduğumuz hatırlatır yazar. Ya da romanın bir bölümde dediği gibi: " Her şey düzenlenmiş, ayarlanmış, yapay, her şey bir oyun, hiçbir şey içten değil ya da başka bir değişle her şey sanat. Öyleyse: geciktirme, kesintiizliği uzatma sanatı, daha iyisi esrime, coşku durumunda olabildiğince uzun kalma sanatı."
Yavaşlık
YavaşlıkMilan Kundera · Can Yayınları · 20181,263 okunma
S.E.S Der ki... Derdimiz ne bizim sadece yenilmemek mi yoksa kazanmak mı? Hayatta hiç yenilmeyenler aslında hiç savaşmamış olanlardır. En büyük zafer yenilgilerin altından kalkıp zirveye ulaşmaktır. Kelimelerinize güveniyorsanız cümlelerinizin yenemeyeceği bir düşünce olabilir mi? Tecrübe kapılarını açmanız için elinizde olabildiğince çok hata anahtarınız olmalı ancak hangi hata anahtarını hangi tecrübe kapısında kullanacağını bilmeyenler için başlamadan biten bir savaş geçer alt yazıdan... Ben S.E.S kapı gıcırtısına benzettiler diye keman sesinin güzel tınılarına uzak kalan ruhumu kopyalanmışçasına aynılaşan bedenlerin çaldığı tıngırtı gitarlarla besledim. Bilmediklerimin değil ama öğrenmediklerimin suçlusu bu yüzden benim. Kabul ediyorum ben de başarabilirdim aslında kendimce güzel dediklerimin peşinden yürüyebilseydim. Yapışsa da üzerime yılmayan yılgınlıklar yorgun bedenimin kazandıklarından sonra acıtmazdı hayalimi kırgınlıklar.... Derdin ne senin gece gündüzü yenmek mi yoksa günde iki defa alacakaranlıkta sevdanızı haykırmak mı? devamı gelecekte gelecek.... S.E.S
Reklam
688 syf.
8/10 puan verdi
FM Arsal'ın bütün romanları için en genel değerlendirmem; harika çıkış noktaları yakalamasıdır. İki renk aşk da böyle bir romandı. Bu romanda diğer romanlarında görüp de dikkat kesildiğim bir noksanlığın yer almaması ayrı bir sevinç oldu. İki olmaz denen kişinin birlikteliğine uzanan süreçteki zorlamalar, tekrarlar ya da mantıksızlıklar bu romanda
İki Renk Aşk
İki Renk AşkFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 2014885 okunma
kitab-ı siyeri nebi'nin 2 cildi bitti,anlatımı hoş,a nlaşılır bir dille,olabildiğince ayrıntılı anlatılmış,peygamberimizin hayatı, defalarca okusam yinede azdır,her müslümanın okuması öğrenmesi gereken bilgilerle dolu hazine.şiddetle tavsiye ediyorum
Tatil onun gözünde birden, sakin durması için ve itaatini garantilemek üzere köpeğin önüne atılan bir kemiğe benzemişti. Gidecekti ve yeniden seyahate çıkabilmek için uzun uzun çalışmak üzere geri dönecekti. Yaşamak bedava değildi, doğum ilk fatura olmuştu, son taksiti olabildiğince ertelemek için bütün senetleri ödemek gerekiyordu. Bu Özgür İnsanlar Ülkesi'nde kimse kendisi olamıyordu.
Sakin, olabildiğince sakin düşünmenin çaresizce karar vermekten çok daha iyi olduğunu arada bir düşünmeyi de ihmal etmiyordu....
Reklam
İnsan ancak olabildiğince az yalan söylediğinde olabildiğince az yalan söylemiş olabilir; yoksa olabildiğince az yalan fırsatını bulduğunda değil...
596 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
EVANJELİZM; İlk cümleden son cümleye kadar bu derece can acıtan, bu derece gerçekleri doğrulanabilir bir eser. Ancak ve ancak yüreği sağlam, sinirleri harap olmamış okuyuculara göre bir kitap. Her biri satırını, atlamadan çizerek okudum. Döndüm tekrar tekrar okudum. Tüylerim diken diken oldu. Kitabı okuduğumdan beri uykularım kaçtı. Veee, bu kitaptan yapacağım çok ama çok alıntı var. Bu eseri bizlere kazandıran; Sayın Dr. Ramazan Kurtoğlu'na sonsuz saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Evanjelizm kitabını (Güncelleştirilmiş 6.Baskı - ORION Yayınlarından çıkan) ; Ben solcuyum, ben sağcıyım, ben Türkçüyüm, ben İslamcıyım diyen, bir vakit, beş vakit, hiç vakit namaz kılan, dedelerinin kim olduğu ve nereden geldiğine kafayı takmayan, bu vatan benim, ben Türk'üm diyen herkesin vakit kaybetmeden okuması gerekmektedir. Her ne okuyorsanız, bırakın, bu kitabı okuyun.... Tek ama tek gerçeği görmek istiyorsanız; hemen şimdi kitabı alın ve başlayın. Bizlerin ve yarınlarda evlatlarımızın başına gelecekleri görünüz, anlayınız, idrak ediniz, sorgulayınız ve bakalım gözünüze uyku girecek mi? Hangi cehenneme doğru olabildiğince hızla itildiğimizi aklınızı ve gözlerinizi dört açarak görünüz...
Evanjelizm
EvanjelizmRamazan Kurtoğlu · Orion Kitabevi · 2013474 okunma
"Yaşı alabildiğine genç de olsa, kitapseverin yolu çok geçmeden kitapçı dükkanına çıkardı. Çemberin içine bir kez düşülmeye görsün, kısıtlı gelirine, dar olanaklarına bakmaz, ucundan köşesinden kişisel kitaplığını kurmaya yönelirdi kitap tutkunu. Ara sıra “sosyal davranış” icabı kitapevlerini kolaçan eden, gündemdeki başlıklardan ötesine pek
"Her şeyden önce, erkeğin doğası gereği aşkta vefasızlığa, kadının ise sürekli sadakata eğilimli olduğu gerçeği vardır. Erkeğin aşkı, doyum bulduğu andan itibaren belirgin bir biçimde azalır: Hemen hemen bütün öteki kadınlar onu, sahip olmuş olduğu kadından daha fazla çekerler: Erkek değişiklik özler. Kadının aşkı ise, özellikle o andan sonra artmaya başlar. Bu, türü koruyup onun varlığını sürdürmeye, bu bakımdan da olabildiğince fazla çoğalmaya yönelik doğanın amacının bir sonucudur. Bildiğimiz gibi erkek, kendisine yeterince kadın sunulduğu takdirde, kolayca yılda yüz çocuk meydana getirebilir: Kadın ise, istediği kadar çok erkeğe sahip olsun, ikiz ihtimalini hesaba katmazsak, yılda sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. Bu nedenle erkeğin gözü hep başka kadınlardadır; kadın ise buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarılır: Çünkü doğa onu içgüdüleri gereği ve hiç düşünmeden, gelecekteki doğumun besleyicisi ve koruyucusunu yanında tutup korumaya sürükler. Bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadının ki doğaldır; dolayısıyla da, kadının ihaneti, nesnel olarak, sonuçları bakımından olduğu kadar, öznel olarak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanettir...."
Reklam
Ne büyük yanılgı! Beyazın masum ve saf olduğunu düşünmek. Oysa canımdan can alan kırmızı lekeleri olabildiğince açığa vurmuştu beyaz. Siyahın aksine örtmüyor, gizlemiyordu. Can acıtmak istercesine gözüme sokarak gösteriyordu ölümü. (Nurgül Çelebi)
"Hepimizin özgür iradesi vardır ama ancak gözlerimizi, geçmişimizin ve bugünümüzün gerçeklerine açtığımız zaman özgür iradeden olabildiğince yararlanırız."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.