Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hep uzakta sanırlar ölümü. Hep başkaları içindir ölüm. Bence insanlar işte bu yüzden mutsuzlar. Çünkü birazdan ölme ihtimali, beş dakika sonra, bir gün sonra, bir hafta sonra ölme ihtimali; insanın acılarını ve sevinçlerini yeniden tanımlamasını gerektirir. Tümüyle yaşamını yeniden tanımlamasını gerektirir. Gerçi tabi, şeytan ve adamlarının işine hiç gelmiyor bu. Geçen gün bir grup şeytan konuşurken duydum, kapitalizm mi ne, tuhaf bir şey çıkarmışlar; korkunç bir olay. Her şeyi süsleyip herkese satmak istiyorlarmış. Ölümü sürekli hatırında tutan adama her şeyi satamazsın ki. Çünkü ölüm, iki hayatın ortasında durur ve insanı dengede tutar. Ah tabi, insanları bu çılgın düzene çekmek için, ölümü unutturmak gerekir. Bizim bu kadar göz önünde ve bu kadar unutulmuş olmamızın nedeni, şeytanlar ve onların adi oyunları. Sanki ölüm, hep başkaları içindir. Hep başkaları ölür. Bu ölüm nasıl bir salaksa, sizi hep ıskalar. Şaşı ölüm, çirkin ölüm, kel ölüm! Ağzımın tadını kaçırma, git, başkalarına git, kışt, kışt! Git! Uzak dur benden, Ah neyse. İhtiyarlık, insanı geveze yapıyor. Bunları hep yazmak isterdim. (Yazmakmış! Hah! Edebiyat gevezeliktir, sen işine bak. Peki anne.) Saatimize bakalım, himmm, henüz çok erken. Oyalanacak bir şeyler bulmalıyım. Keşke bir gazete alsaydım; bulmacasını çözerdim. Hey! Bir gazete bayiinde dursana! Hah ha.
Sayfa 45 - İzKitabı okudu
Doğum senin gücünün ötesindedir. Onun hakkında hiçbir şey yapamazsın; o zaten gerçekleşti, zaten geçmiş. O çoktan tamamlandı, onu geri alamazsın. Ölüm henüz gerçekleşmedi, onun hakkında bir şey yapılabilir. Herkes ölecek olduğunda, ölüm hakkında düşünmemek, ölüm üzerine meditasyon yapmamak, onun üzerine odaklanmamak ve onunla ilgili derin bir
Sayfa 42 - Butik YayıneviKitabı okudu
Reklam
ahhhhhhhhh
Silahı anneme doğrulttu ve ateşledi. Birden yere yığılan annemin yanına çığlık atarak koştum, ellerinden tuttum. "Ne olursun ölme," dedim. "Ne olursun ölme anne."
Sayfa 170 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Ne olursun ölme anne!
Sayfa 165 - alfa yayınlarıKitabı okudu
Duygusal ihtiyaçları karşılanmayan bebeğin fiziksel ihtiyaçları eksiksiz karşılandığı halde ölme ihtimalinin yüzde yüze yakın olduğunu bugün biliyoruz ve bu tekrar tekrar düşünmemiz gereken, korkunç bir gerçek. Evet, bakıma muhtaç olarak doğuyoruz; ama bir çocuğun özellikle yaşamının ilk yıllarında en az su kadar, hava kadar ihtiyaç duyduğu şey, anne-babasının kayıtsız şartsız sevgisi ve onu her şeyiyle kabulüdür. Çocuk bu sevgi ve kabul olmazsa gerçekten ölür, ve çocuk anne-babasının sevgi ve kabulü olmazsa yaşayamayacağını, bunlara su gibi, hava gibi muhtaç olduğunu doğduğunda sezgisel bir bilgiyle bilmektedir.
Reklam
Emine Bulut...
Annesiyle beraber ruhunu da mezara gömen o çocuğun, "Ne olur ölme anne!" derken yaşadığı çaresizliğini yüreğinde hissetmeyeniniz oldu mu?
Sayfa 13 - Doğan KitapKitabı okudu
Zülfikar'ın çeliğine merhem olsun diye yaratılan terim hain kardeşlerle dolu kuyulara düşüyor habire bir madenci cesedinin iç cebinde sönen fenere tom amcaların yanlış bayrak çekilmiş kulübesine zabıtaların üstünde tepindiği bir simitçinin önlüğüne yurttan kovulan dilsiz kızların bomboş çeyizine arkadaşının başında dövünen bir askerin göğsüne denizi dolduran göçmenlerin morarmış bedenine anne, lütfen ölme diye yalvaran bir meleğin kanlı ellerine. Bükülüyor belim. Mezarımı eşeledim, meydana indim, kılıcımı biledim. Bana artık ya aklımı kurtaracak bir kulp ya örtük kapılara dayanacak müsellah bir kalp ver Rabbim.
128 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.