Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir anda silahlar patlıyor, bir karışıklık ve şaşkınlık, ardından peş peşe yükselen makineli tüfekler, panzerler, sirenler... Toz duman içinde bir savaş alanının ortasında buluyoruz kendimizi; her zaman olduğu gibi, güvenlik güçleri (!), "çember sakallılar" ve "kurtlar"ın ortak cihadının arasından çil yavrusu gibi dağılıp kurtarıyoruz canımızı. Yanımda Tezer'i görüyorum, koşarak Elmadağ yönüne kaçıyoruz. Ardımızda çığlıklar; arkadaşlarımızın haykırışı: "Kızıma rastladın mı? Babamı gördün mü? Annemi görürsen telefon et..." İşçi sınıfının, solun yükselişinin kırk ölü, yüzlerce yaralıyla durdurulduğu gün. Bizim bulunduğumuz bu alanlardan yükselen seslerle, futbol sahalarından, camilerden ve ekranlardan yükselen sesler hiçbir vakit örtüşemiyor. O gece sabaha kadar uyanık Tezer. Sabaha kadar kapıları, camları, halıları siliyor, çatal bıçakları ovup parlatıyor. Devletin üzerine sıçrattığı kanı yuğup arıtmak istiyor.
"Horney'e göre, günümüzde erkeklerin, "kadınların kendi alanlarını ele geçirmesi tehlikesine karşı sergilediği kuşku dolu savunma oyunlarında" da ruhlarının derinliklerine sinmiş aynı içerleme ve korkunun belirleyici bir etkisi bulunmaktadır. Bu korku ve içerlemeler kadın yıkıcılığını konu alan, ataerkil ideoloji üretimi efsanelerin zeminini oluşturmaktadır. Denizcileri büyüleyip ölüme çeken sirenler, erkekleri sorgulayarak öldüren Sphenks, ölü erkeklerin üzerinde dans eden Tanrıça Kati, yenilmez Samson'u gücünden eden Deliah, birleştiği Holoferens'in kafasını kesen Judith ve Yahya'nın başını atının üstünde taşıyan Salome, erkeklerin bilinçaltına nüfuz eden kadın korkusunun bilince çıkmış simgeleri olmaktadır."
Sayfa 115 - Arkadaş Yayınevi 4. Baskı 2015Kitabı okudu
Reklam
ÖLÜ SİRENLER
Akşam geri verince bana gözlerimi Şehir de kayboldu, denizin durgunluğu da Bir anka kuşu yeniden karıyorken küllerini Bir kaya oyuğu kendini alıştırıyorken boşluğa Dedim, deniz de bendim, düşleyen de denizi Ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin Bir gülümseme gibi bulacağım kendimi.
ÖLÜ SİRENLER
Sığındım çatısına bu yok olmuş şehrin. Şehir ki herkesin bir şehir düşündüğü gibiydi Tanrım! tunç bir kapı kilidi Bronz bir sokak Kumlar içindeydi. Ve bu çakıl taşı Kimbilir kimin külrengi kalbi
ÖLÜ SİRENLER
"..Hangi dili öğreniyordum? Mutluluk İki tek ağustosu çarpıştıran Sızdıran kanını bu yaz gününe Yaşayan bir mutluluk muydu? Ve işte Kaç yerinden kesilmişti ki ellerim Bekletip durdu da acısını bunca yıl Şimdi bir gülümseme gibi sindi yüzüme."
Sayfa 42 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
ÖLÜ SİRENLER
Neden herkes başka tarafa bakıyor Neden herkes başka biriydi.
Adam YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
ÖLÜ SİRENLER
Ağır ağır yanıyordu da şehir Yanmayan kadınlar gördüm
Denizcileri büyüleyip ölüme çeken sirenler, erkekleri sorgulayarak öldüren Sphenks, ölü erkeklerin üzerinde dans eden Tanrıça Kati, yenilmez Samson'u gücünden eden Deliah, birleştiği Holoferens'in kafasını kesenjudith ve Yahya'nın başını atının üstünde taşıyan Salome, erkeklerin bilinçaltına nüfuz eden kadın korkusunun bilince çıkmış simgeleri olmaktadır.
ÖLÜ SİRENLER
Ağır ağır yanıyordu da şehir Yanmayan kadınlar gördüm Nasıl görünürse dünya gözyaşının altından Tam öyle, dönüp duruyorlardı bu cehennem oyununda Ve büyümeyen adamlar gördüm, hiç şaşırmadım.
Sayfa 45
ÖLÜ SİRENLER
Ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin Bir gülümseme gibi bulacağım kendimi.
Sayfa 492Kitabı okudu
Reklam
Şiirimsi bir anlatım...
Cinayeti gördüm. Ölen benim. Belki kalkarım birazdan. Bir yağmurun gözlerinden geçerim, sonra biraz ağır ve aksak ilerlerim. Sana doğru koşamam ayak bileklerimden tutup içine çeker zaman. Severim seni ölsem de söyleyemem. Söyleyemedikçe daha çok severim. Vadilerden yuvarlanırım, ayağa kalktığım yer bir dağın zirvesi olur ve zirveler aslında
ÖLÜ SİRENLER
Akşam geri verince bana gözlerimi Şehir de kayboldu, denizin durgunluğu da Bir anka kuşu yeniden karıyorken küllerini Bir kaya oyuğu kendini alıştırıyorken boşluğa Dedim, deniz de bendim, düşleyen de denizi Ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin Bir gülümseme gibi bulacağım kendimi.
Sayfa 492 - Yapı Kredi Yayınları, 12. BaskıKitabı okudu
ÖLÜ SİRENLER
Bir kaya oyuğu kendini alıştırıyorken boşluğa Dedim, deniz de bendim, düşleyen de denizi Ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin Bir gülümseme gibi bulacağım kendimi
Güneşte kurumuş doğanın bir yerlerinden çıkıp gelen yeni bir koku alıyorum , diğer tüm şeylerden daha tanıdık bir koku. Ölü ve çürümüş bir şeyin kokusu , görüş alanımın dışında bir yerden geliyor , güneşten kurumuş , kötü kokular saçan bir bir şey , sanki yoldan çıkıp çöle dalarsam beni bekleyen sonun habercisi gibi. Önümde sirenler , iki yanda ölüm ve arkamda... Sahi , arkamda ne var? Bilmem lazım.
Ulaşamamış sabahlar için
Ölü Sirenler, Edip Cansever Akşam geri verince bana gözlerimi Şehir de kayboldu, denizin durgunluğu da Bir anka kuşu yeniden karıyorken küllerini Bir kaya oyuğu kendini alıştırıyorken boşluğa Dedim, deniz de bendim, düşleyen de denizi Ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin Bir gülümseme gibi bulacağım kendimi.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.