Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SARHOŞ GEMİ Ölü sularından iniyordum nehirlerin Baktım yedekçilerim iplerimi bırakmış; Cırlak kızılderililer, nişan atmak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış. Bana ne tayfalardan; umurumda değildi
TÂBİR, TEVİL ve MUHATAP ANLAYIŞ...
- "Hem "Mutlak Fikir Sistemi", hem de ona nisbetle "tâbir" ve "tevil"i gösteren, onda faniliği temsil eden "vasıta sistem" idrakinin kökünü, bir hadîs meâlinden gösterelim: "Nâs uykudadır, öldükleri vakit uyanırlar!" Bir İslâm büyüğü: "Demek ki, dünya hayatında görülen şeyler, uyuyan kimsenin rüyâsında gördüğü şeyler gibidir, yalnız hayâldir. Böyle olunca onun tevil ve tâbiri lâzımdır." Tevil ve tâbiri gerçekleştirecek ruhî ve fikrî bünye zarureti, "İslâma Muhatap Anlayış" davasını izâh etmiyor mu?.."
Sayfa 22 - 1.Levha, -İslâma muhatap Anlayış-, (Kâinat ve İnsan), İBDA Yayınları-Kitabı okudu
Reklam
Görürüm, çıkmışlar kararmışlar çatılardan, Kemik bir kol nasıl fırlarsa mezardan. Her ân, bir haberi kollar gibi yukardan, Dipsiz maviliğin esrarını kurcalar, Bacalar... Kimi ince, kimi uzun, kimi de kısa; Dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa. Onlar, insanların gözünde bir kartalsa, İnsanlar, onların gözünde karıncalar, Bacalar... Kimbilir, belki de evlerin cinleridir; Kolları bir dâvet gibi göğe yükselir, Ölüler, ölüler, arka arkaya gelir, Ruhların mehtaba daldığı taraçalar, Bacalar... Azap kuleleri, cüceleşmiş devlerin; Kör mazgallarında raksı var alevlerin. Öyle evciller ki, tepesinde evlerin, Kopuyor içinde görünmez facialar, Bacalar...
Sayfa 162Kitabı okudu
Görürüm, çıkmışlar, kararmışlar çatılardan, Kemik bir kol nasıl fırlarsa mezardan. Her an, bir haberi kollar gibi yukardan, Dipsiz maviliğin esrarını kurcalar, Bacalar.... Kimi ince, kimi uzun, kimi de kısa; Dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa. Onlar, insanların gözünde bir kartalsa, İnsanlar, onların gözünde karıncalar, Bacalar.... Kim bilir, belki de evlerin cinleridir; Kolları bir davet gibi göğe yükselir, Ölüler, ölüler, arka arkaya gelir, Ruhların mehtaba daldığı taraçalar, Bacalar.... Azap kuleleri, cüceleşmiş devlerin; Kör mazgallarında raksı var alevlerin. Öyle evciller ki, tepesinde evlerin, Kopuyor içinde görünmez facialar, Bacalar....
Matem içinde iki sene geçti. Tulu, hükümet naibi olarak Karakurum’da ikamet ediyordu. Fakat süresi sona erdiğinden, Cengiz Han’ın arzusuna uygun olarak yeni bir hakan, bir imparator seçmek için, prensler ve kumandanlar Gobi’ye döndüler. Cengiz Han’ın isteğine uyup, miraslarına sahip çıkarak reislerinin kralları haline geldiler. Şimdi Han’ın en
Bacalar
Görürüm, çıkmışlar kararmışlar çatılardan, Kemik bir kol nasıl fırlarsa mezardan. Her ân, bir haberi kollar gibi yukardan, Dipsiz maviliğin esrarını kurcalar, Bacalar... Kimi ince, kimi uzun, kimi de kısa; Dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa. Onlar, insanların gözünde bir kartalsa, İnsanlar, onların gözünde karıncalar, Bacalar... Kimbilir, belki de evlerin cinleridir; Kolları bir dâvet gibi göğe yükselir, Ölüler, ölüler, arka arkaya gelir, Ruhların mehtaba daldığı taraçalar, Bacalar... Azap kuleleri, cüceleşmiş devlerin; Kör mazgallarında raksı var alevlerin. Öyle evciller ki, tepesinde evlerin, Kopuyor içinde görünmez facialar, Bacalar... 1930
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Suda boğulmuş martı ölümsüzdür Ve yaşlandım, buzlu camın havailiği gibi. Savaşan yalnızlığın gökyüzü kış, Sabah yumuşak karla yükseldikçe, Artık ölüm tümden yeşermezmişçesine Belleğin eşiği yunmuş yıkanmış. Deniz sen her zaman kusursuz düşündürdün, Çok eskidenmiş gibi ölüyorum, Tanımadığım otlarla içiçe, Çünkü bolluğu ölüler getirir bize, Ama bir şey daha var, biliyorum, (Güneşte)
Sayfa 416Kitabı okudu
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.