Merhabalar, bugün bana göre, ölümle dans eden bir masal prensesi olan Sylvia Plath'ın "Mary Ventura ve Dokuzuncu Krallık" adlı uzun öykü kitabıyla geldim. Mary Ventura ve Dokuzuncu Krallık, Sylvia Plath'ın 1952'de, henüz yirmi yaşındayken yazdığı, kendi deyimiyle "anlaşılması güç ve sembolik bir öykü"dür. Bu kitabı, yazarın yaşamını araştırıp, anladıktan sonra okumanızı tavsiye ederim. Çünkü hayatı boyunca psikolojik sorunlarla mücadele etmiş ve bu yüzden hastanede yatmış, yakında intihar teşebbüsünde bulunacak birinin penceresinden bakınca ancak, kitabı anlamak mümkün. Eser aslında çok derin anlamlar barındırıyor. Dokuzuncu Krallık, Plath'ın yatırıldığı hastaneyi temsil ediyor olabilir mesela. İnsan okuyunca bir garip hüzün hissediyor içinde. Yolculuğun en başında Mary'nin anne ve babası, onu bu trene binmeye zorluyorlar gibi... Bu da etkileyiciydi. Öyküyü, bu haliyle Mademoiselle dergisine yayımlanması için gönderen Plath, reddedilmiş. Zaten bunu yazdıktan sonraki yaz da ilk kez intihar girişiminde bulunmuş. Plath'ın yaşamına ve eserlerine ilgim büyük. O yüzden bu tarz okumalarım devam edecek. Bu türe ve yazara ilgi duyuyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Sanatla, kitapla ve sevgiyle kalın dostlar
Ayşen Sıla
272 syf.
Kalemiyle yeni tanıştığım üçüncü uluslararası altın medya ödüllü ve uzun zamandan sonra fantastik ütopik bir eser tavsiyesi ile geldim.
Su, Hava, Toprak ve Ateş elementlerini yöneten Tanrı ve Tanrıça'ların olduğu ve haliyle taht savaşlarının kaçınılmaz olduğu
