Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KLEOPATRA VE ÂŞIKLARI
Saray pırıl pırıl. Şarkıcılar hep bir ağızdan Destan okuyorlardı, filâvta ve rubabın akışıyla. Melike sesiyle ve bakışıyla Canlandırıyordu ziyafeti ihtişam içinde. Gönüller sürükleniyordu onun tahtına doğru Fakat altın tasın önünde, O, birdenbire daldı derinlere Mucizeli başını, omuzuna eğip durdu. Ve şimdi muhteşem ziyafet sanki
Aleksandr PUŞKİNKitabı okudu
Çoğu ölümün adı olmaz, bazılarının mezarı bile olmaz.
Reklam
Yazılacak her şey senden önce ya­zıldı, söylenecek her şey söylendi çoktan. Artık her şeyin bir adı var şu dünyada. Ölümün bile bir adı var
Sayfa 116Kitabı okudu
Siz de sırf adı var diye ölümün var olduğu inancını paylaşıyorsunuz, eğer nesnelere önceden verilmiş bir adım yoksa nesnelerin de gerçek bir varlık gösteremeyeceği savına benzer bir fikir savunuyorsunuz.
Sayfa 173Kitabı okudu
...Akif’in samimi dünya görüşünün temel taşları olduğu ve realizmi, hayatı olduğu gibi verdiği için, bu bağlantı tam bir kaynaşma olmakta ve içtimaî görüş, şairin öz görüşü, şiirden kopmaz bir muhteva durumu almaktadır. Güdümlü edebiyat (La littérature engagée) adı altında hoş görülmeyen edebiyatta, şairle tezi arasında bir iğretilik ve bir mesafe kalır. Sanatın ilk prensibi olan samimiliğe aykırı bu aralık, bu, vücudun yaşama sebebine uymaması, kanın vücuda işlememesi, eseri başarısızlaştırır. Akif'in şiirindeyse fikir, eşya, insan ve zaman öyle bir kaynaşma içindedir ki, ten şiirden ve şairden koparmak ve ayırmak mümkün değildir. Can ve ruhu, yaşayan insandan ancak ölümün çekip alabileceği gibi. Ve Akif öte yandan realizmi ve bir dünya görüşünün şiirinin bütününe yerleştirmesiyle, Türk edebiyatında en ileri adımı atmış ve bu üstünlüğünü bugüne kadar aşan olmamıştır...
Tahir'e demiş ki padişah Ölümün eşiğindesin Bir adım daha atarsan içindesin Kurtulmak için bir yolun var Üç şiir söyle bana Üçünde de Zühre'nin adı geçmesin Öyle olursa bırakırım seni Çeker buradan gidersin Yoksa vurdururum boynunu
1.000 öğeden 771 ile 780 arasındakiler gösteriliyor.