Bir gün nasıl olsa öleceğim. Ölmek önemli değil, önemli olan, yaşamımla da, ölümümle de başkaları üzerinde etkili olabilmektir.
“Eski püskü bavullarımız gene kaldırıma yığılmıştı; daha gidecek çok yol vardı önümüzde ama önemli değildi, çünkü yol hayattır.”
Reklam
Kendi kültürümüzle ilişkili işlerde dikkat etmediğimiz, hesaba -bilinçli olarak- katmayacağımız bir önemli özellik, bize yabancı bir yazının yapıtlarına baktığımızda kendini hemen belli eder. Ötekini tanımak dediğim işte her zaman gözlemleyebileceğimiz bir şeydir bu.
İmgelerin değişmesinde, zenginleştirilmesinde en önemli iki etmen, ilişkiler (özellikle arkadaş dost ilişkileri) ile okumalar. Bizi burada ilgilendirebilecek olan, okumaların bir türü... Ama okuma çeşitlerinden biri değil, okunan metin türlerinden biri: Yapıntı olmadığını ileri sürdüğü durumlarda bile yapıntı niteliğini 'resmen' bilinen roman...
"Beppo sokağı süpürürken yavaş ama belli bir tempo ile çalışırdı. Her adımda bir nefes alır; her nefeste bir süpürge sallardı. Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Böyle sürüp giderdi. Arada bir durur ve önüne bakarak düşünürdü. Sonra tekrar bir adım - bir nefes - bir süpürge. Bak Momo derdi, ne oluyor, biliyor musun? Bazen önüne upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki, insan bunun sonu gelmez sanıyor. O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı ve daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hala upuzun bir şekilde seni bekliyor. İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli olarak bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı. Bir de bakarsın ki adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan. Önemli olan da budur.
Sayfa 41
Daha ilk satırlarında Sagan ergenliğin en önemli sorunsalını ortaya koyar. O, dayanılmaz olduğu kadar da çekici bir duygu olan hüzün. Ergenlik hüzün demektir. Giden ve bir daha geri gelmeyecek olanın hüznüdür. Giden çocukluktur, biseksüalitedir, anne babayla kurulmuş olan o yoğun bağdır. Gidenlerin yasını tutmak gerekir. Ergenlik bir yas sürecidir ve "mutlu ergen yoktur". Hüzün, yas ve mutsuzluk...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.