Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

onemorebook

onemorebook
@onemorebook
Bazen düşünürüm, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
Reklam
onemorebook

onemorebook

, bir kitabı okumaya başladı
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar
8.3/10 · 41,7bin okunma
Bize acı veren duygular, onun berrak ve kesin bir resmini çizdiğimiz anda acı olmaktan çıkar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
onemorebook

onemorebook

, bir kitabı okumaya başladı
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl
8.4/10 · 35,5bin okunma
Mutluluk
Mutluluk aslında, her bir kişi tarafından hazırlanılması, yetiştirilmesi ve özel olarak savunulması gereken bir koşuldur…
Sayfa 18
Reklam
304 syf.
5/10 puan verdi
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Bugün Kalan Hayatımın İlk GünüMaud Ankaoua
8.3/10 · 2.751 okunma
Bir çocuğun bağımsızlığı
Birçok ana-baba, çocukları için yardım istediklerini söylerler -hatta sanırlardı- ancak bununla, örtük ya da açık bir biçimde, çocuklarının onları mahvetmek için hazırlanmış bir entrikanın parçası olduğunu belirtmiş olurlardı yalnızca. Bir çocuğun bağımsız olması, kimi ana-babaların kırılgan dengesi için çok büyük bir tehlikeydi.
Sayfa 39
Sen hangi bağlacı tercih edersin?
Bir deney yapalım birlikte. "Ama" ile böldüğümüz cümlelerdeki "ama" kelimesini "ve" ile değiştirelim. "Uçağa binmek istiyorum ama korkuyorum." "Uçağa binmek istiyorum ve korkuyorum" Bu birbirine oldukça benzeyen iki cümle arasında bir fark var mı? Siz üzerine düşünürken ben de bir yandan kendi gördüğüm farktan bahsedeyim. "Ama" keskindir. "Ama", sen varsan ben olamam demektir. Hareket etmek için duygunun geçmesini, düşüncenin değişmesini ön koşul bellemektir. "Ama" hayat ile arana tek kelimelik bir duvar örmektir. Gücünü toplamak için verdiğin mola yerinden ziyade yolculuğuna son vermektir. Arzu etmediğin bir yere yerleşmektir. Oraya saplanıp kalmaktır. "Ve" özgürleştirir bizi. Duygu ve düşüncelerinin esaretinden kurtarır bedeni. Hafifletir. Bir duygu ile, bir düşünce ile birlikte -ne kadar bize rahatsızlık verse de- hareket edebileceğimizi gösterir. Zordur zor olmasına ve mümkündür. "Ve" zihnimizle aramıza mesafe koyar. Farklı olasılıkların farkına varmamızı sağlar.
Sayfa 135 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
208 syf.
4/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Öz-Şefkatli Farkındalık
Sahi, insan nasıl olur da esirger kendinden öz şefkati? Kitabın benim için en etkileyici sözü tartışmasız. Kendimize karşı yıllar içinde geliştirdiğimiz öfkeli, eleştirici, yargılayıcı ve daha bir çok demoralize edebilecek sesle hitap etmemize rağmen nasıl ve neden şefkatle seslenmeyiz? Şefkatle seslenebilecek o sesin nasıl farkına varabiliriz? Son yıllarda da oldukça konuşulan öz şefkatli farkındalığı yazar yaşantısında nasıl fark ettiğini ele almış. Bunun için elini kalbinin üstüne koyarak sevdiğin birini hayal edip sana söylenmesini istediğin şeyleri söylerken imgelemiş. Şahsen ben bu sevdiğim kişiyi imgelerken hep kendimi düşünürüm. Kendimle bir arkadaşımla konuşur gibi anlatırım ki bak aslında söylemek istediklerin bunlar diyerek zaman içinde o yargılayıcı iç sesimin yerini şefkatli iç sesimin almasını sağlayabileyim. Tabi ki yıllarca alıştığın o sesin yerine farklı bir ses duymaya alışabilmek için de bunu sürekli tekrar etmek gerekir. O sesi arayanlar için en kısa sürede bulabilmeniz umuduyla. Keyifli okumalar...
Pembe Fili Düşünme
Pembe Fili DüşünmeZeynep Selvili Çarmıklı · İnkılâb Yayınları · 20189,4bin okunma
Reklam
Öğretmeye dair
Tapınağın gölgesinde, müritleri arasında yürüyen öğretmen, bilgeliğinden değil, inancından ve şefkatinden verir. Gerçekten bilgeyse, sizi kendi bilgelik evine girmeye çağırmaz, kendi aklınızın eşiğine götürür. Gökbilimci size uzayı nasıl kavradığından söz edebilir, ama kendi kavrayışını size aktaramaz. Müzisyen size bütün uzaydaki ritmin şarkısını söyleyebilir, fakat size ritmi yakalayan kulağı ve yankılayan sesi veremez. Sayılar biliminde hünerli birisi size ağırlık ve ölçü diyarlarından söz edebilir, fakat sizi oralara götüremez. Çünkü bir insanın bakışı kanatlarını bir diğerine ödünç vermez. Tanrı katında her biriniz tek tek bilindiğiniz gibi, Tanrı'ya ilişkin bilginizde ve dünyayı kavrayışınızda da her biriniz tek başınıza olmak zorundasınız.
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çocuklara dair
Onlar sizin sayenizde gelir ama sizden değildir. Sizinle birlikte olsalar da size ait değildir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil... Zira kendi düşünceleri var onların.
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Evliliğe Dair
Bırakın mesafeler olsun birlikteliğinizde. Bırakın dans etsin göklerin rüzgarları aranızda. Birbirinizi sevin ama aşkı pranga eylemeyin: Bırakın ruhlarınızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk.
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ehlileştirilmişlikten Özgürleşme
Bir insanın toltek olabilmesi için üç ustalığa sahip olması gerekir. Birincisi, farkındalık ustalığıdır. Bu kim olduğunuzun tüm olanaklarınızla birlikte farkında olabilmektir. İkincisi, dönüşüm ustalığıdır. Nasıl değişebileceğimizi, ehlileştirilmekten nasıl özgürleşebileceğimizi bilmek ve uygulamaktır. Üçüncüsü, niyet
İkinci Anlaşma
İnsanlar ne yaparsa, ne söylerse, ne düşünürse düşünsün kişisel algılamayın. Sizin ne kadar harika biri olduğunuzu söyleseler bile, bunu sizin yüzünüzden söylemiyorlar. Sizin harika olduğunuzu kendinizin bilmesi önemli. Size harika olduğunu söyleyen insanlara inanmaya ihtiyacınız yok. Hiçbir şeyi kişisel algılamayın. Birisi başınıza silahı dayayıp tetiği çekse bile, yine de kişisel değildir, bu uç boyutta bile. Kendinizle ilgili düşüncelerin bile gerçek olması gerekmiyor. Bu nedenle kendi zihninizde, kendinizle ilgili düşünceleri de kişisel algılamayın. Zihnin kendisiyle konuşma yeteneği vardır.
Ölüm Meleği
Eğer doktor bize bir haftalık ömrümüz kaldığını söylese ne yaparız? İki seçimimiz var. Bir seçim, öleceğimiz için üzüntü ve acı çekmektir. Herkese öleceğimizi söyler, " Zavallı ben öleceğim" diyerek büyük bir drama yaratırız. Diğer seçim, her anı mutlu olarak, gerçekten haz aldığımız şeyleri yaparak geçirmektir. Eğer yaşamak için bir haftamız kalmışsa bu seçimle hayatın her anından zevk alabiliriz. Canlı olduğumuzu dolu dolu hissedebiliriz, "Kendim olacağım. Kalan zamanımı başkalarını mutlu etmeye çalışarak tüketmeyeceğim. Benim hakkında neler düşüneceklerinden korkmayacağım. Bir hafta sonra öleceksem, hakkımdaki düşüncelerin ne önemi var? Kendim olacağım" diyebiliriz. Ölüm meleği bize her günümüzü son günümüzmüş gibi yaşamayı öğretebilir. Ölüm meleğine teslim olmayı seçtiğimizde sonsuza dek mutlu oluruz. Neden? Çünkü ölüm meleği yaşamın devam edebilmesi için geçmişi bizden alır. Geçmiş olan her anı ölüm meleği almaya devam eder. Çünkü geçmiş ölüdür ve biz canlı olan anda yaşamayı sürdürürüz.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam