Sabah yataktan kalkarken, bugün önemli işlerimin olduğunu bilmek bana büyük bir haz verir. İşim, mücadele gerektiren, yoğun bir iştir. Güne, şu andaki durumuma şükretmekle baş­larım. Günlük işlerin, sadece yolumun üzerindeki taş ba­samaklar olduğunu ve bulunduğum yerde oluş nedenimin, dü­şünme biçimimden kaynaklandığını bilirim. Bulunduğum yeri beğenmezsem, her an yeni kapıların açıldığını, içimdeki "İlahizeka” ile bağlantı kurmak için zihinsel çalışma yaparım. Orada daima bir işim vardır; her zaman üretkenimdir. Bedenimde mil­yonlarca hücrenin yirmi dört saat görevli olduğunu ve harika işler başardıklarını hatırlarım. Onlar kendi işlerini yaparken ben de çevremdeki ihtiyaçlara cevap vermek olan kendi işimi ya­parım. Ben dünyada çalışırken, "Yüce gücüm" de benimle ça­ lışır.
Ben de muhabbet edilecek insanlarla muhabbeti severim doğrusu
Doğrusu Kephalos,yaşını başını almış adamlarla sohbet etmeyi severim,dedim;neden dersen ,bizim de belki geçeceğimiz yoldan çoktan geçmiş onlar.Onlardan öğrenebiliriz bu yolun nasıl olduğunu: İnişli çıkışlı mi, düzayak ve rahat mı? Şairlerin "Son durak"dedikleri bir çağ vardır.Sen oraya varmışsın.Ne düşünüyorsun bu çaĝ üzerine ,bilmek isterdim.
Reklam
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
Sarayda şarbon hastalığı
Sultan Hamid'in hususi operatörlüğüne tâyinimden birkaç sene sonraydı. Bir gün Hünkârın en sevgili gözdesi hastalanmış. Ecnebi saray hekimlerinden biri bakmış: «Ehemmiyetsiz bir çıban, låpa koyunuz, geçer!» demiş! Ama, kadıncağız bu tedavi tarzıyle iyi olmamış. Üstelik sırtındaki yara büyüdükçe büyümüş… Padişahın vehmi, malüm… Hünkâr telâşa
Bedir Gazvesi
Hacc Süresinin 39 ve 40, âyetlerinde şöyle buyruluyordu: "Kendileriyle savaşılanlara, uğradıkları zulüm sebebiyle savas izni verildi. Allah elbette ki onlara yardım etmeye, onları zafere erdirmeye kadirdir. Onlar, sadece "Rabbimiz Allah" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir..." Abdullah İbn Cahş ilk
Sayfa 162Kitabı okudu
Yeryüzü
Yoldaşlar. Yeryüzünde deği sik halkların yaşadığını söylüyorlar: Yahudiler, Almanlar, Ingilizler, Tatarlar. Ama ben inanmıyorum buna. Yalnız ca iki halk, iki soy vardır yeryüzünde: Birbirleriyle asla anlaşamayan, barışamayan zenginler ve gariban yoksul lar. Insanlarin giyim kuşamları, dilleri değişik; ama gidin zengin Fransızların, Almanların, İngilizlerin işçilere nasıl davrandıklarina bakın. İşçi sinıfi için birer haydut, kan emici, girtlaga takilan kemiktirler onlar
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.