"O uzaklarda olan değil, yanıbaşında bir cennet yaratmak istiyor. Ama bu öyle bir cennet olsun ki, asla kendisine bahşedilmiş bir cennet olmasın. Kendi alınteriyle, kendi emeğiyle kazanılmış bir cennet olsun!.."
İşte Fin halkının kendi alınteriyle, kendi emeğiyle kazandıkları cennet - Finlandiya!
Oldukça basit bir dille anlatılan sade bir kitap olmasına rağmen çok etkilendiğim bir kitap oldu. Etkilenmemin sebebi ise yazarın anlatımı değil, hikayenin kendisi - Finlandiyanın "Bataklıklar ülkesi"nden "Beyaz Zambaklar Ülkesi"ne dönüşmesi. Peki bu nasıl oldu? Başta ülkenin aydınları olmak üzere köylüsünden memuruna, din adamlarından öğretmenlerine kadar bütün halkın birlik olarak ülkeyi kalkındırmak için çalışmasıyla oldu.
Ülkeyi geliştirmek için çalışan aydınların başında Snelman geliyordu. Snelman - “Finlandiya her zaman Rusya ve İsveç tarafından işgal edilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Güçlü ve emperyalist komşularına karşı direnebilmesi için kültür ve uygarlık yönünden onlardan yüksek olması gerekmektedir." - diyordu. Yani ülkesinin olası işgallerden korunmak için sadece ordularını geliştirmek gerektiğini değil, kültür ve uygarlık yönünden de gelişmeleri gerektiğini söylüyordu.
“Ne zaman bizim küçük milletimiz, büyük komşularından daha yüksek bir uygarlığa sahip olursa, ancak o zaman tehlike savuşturulmuş olur!..”
Atatürk'ün de tavsiye etmiş olduğu bu kitap sadece Türkiye'de değil bütün dünya'da okunması gereken kitapların başında geliyor. İyi okumalar.