SANAT ADAMI ATSIZ
RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR.
Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Nâzım Hikmet'in Orhan Kemal'e mektuplarından:
"Ne tuhaf şey, sevdiğim birçok insan var ki yüzlerini bile görmedim, seslerini bile duymadım. Kimisi ben onları görmeden doğdu, büyüdü, kimisi öldü."
Sayfa 123 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Nâzım Hikmet'in Orhan Kemal'e mektuplarından:
"Ben senin memleketimin en büyük muharrirlerinden biri olacağına eminim... İnsanların birçok tarafını doğru olarak değerlendirmekte çok yanılmışımdır. Yanılmadığım bir şey varsa, o da bir insandaki sanat kabiliyetidir. Beni yalnız bu hususta dolandıramadılar. Sende sanatkâr malzemesi, yapısı, soluğu mükemmeldir. Sana doludizgin güveniyorum."
Sayfa 119 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Nâzım Hikmet'ten Orhan Kemal'e:
Raşitçiğim, çoğu gitti, azı kaldı. Sık dişini biraz daha. Güneşli günler yakındır. Hepinizi hasretle kucaklar, mektubunu beklerim, canım kardeşim.
Nâzım
1946
Sayfa 118 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in annesine aşıktır.
Nazım Hikmet'in ciddi olarak aldığı ilk şiir eleştirisi, kız kardeşinin kedisi için yazdığı Samiye'nin Kedisi şiiri içindir. Nazım Hikmet Heybeliada Bahriye Mektebi'nde okurken, öğretmenlerinden biri de Yahya Kemal'dir. Nazım Hikmet'in Yahya Kemal'e gösterdiği birkaç şiirden Samiye'nin Kedisi'ni okuyan Yahya Kemal: "Bu şiir için bir yorum yapmadan önce, kediyi bir görmeliyim" der. Yahya Kemal'in amacı kediyi görmek değil, kendisini eve davet ettirmektir çünkü; Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in annesi Celile Hanım'dan hoşlanmaktadır. Her neyse, amacına ulaşan Yahya Kemal, kediyi görünce şunları söyler: "Sen bu pis, uyuz kediyi böyle övmesini biliyorsan, ileride iyi bir şair olacaksın."
Nazım Hikmet Orhan Veli'nin Tahattür isimli şiiri hakkında:
Nazım Hikmet, 13 Şubat 1941'de Çankırı Hapishanesi'nden Kemal Tahir'e yazdığı bir mektupta bu şiir için şunları söyler:
"Demek istediğim şairaneliğin kelimeleşmiş ifadeleri sade mavi ufuklar, pembe bulutlar filan değildir. 'Vesikalı Yarim' de şairanedir."
Sağ cenahda ise durum çok daha kötüdür; Nazım Hikmet'ten Orhan Kemal'e, Yaşar Kemal'den Hasan İzzettin Dinamo'ya kadar hepsi "komünist" oldukları için "necis"tir. Bu anlayış, on yıllarca sağ görüşlü insanları ve muhafazakarları edebiyat-roman diye üçüncü sınıf yazarlara, sabun köpüğü romanlara mahkum etmiştir.
Okuyuuunnn!!!
Sesler vardı ama duyulmuyordu.
...
Kitaplarınız arasında ayrım yapar mısınız? Bu nasıl soru insan evlatları arasında ayrım yapar mı ya demeyin hemen. Benim için okuma alışkanlığı kazandıran 
Konstantiniyye Oteli nin yeri apayrıdır. Dolayısıyla bu eserin içerisinde bulunan bir bölümün genişletilmiş hali 
Gölgeler e başlarken de çok keyif alacağımı tahmin ediyordum ama itiraf edeyim bu kadarını beklemiyordum.
Yazarın kitaba ; "bu kitapta yazar ve șairlerimizin asılları değil ama gölgeleri var; yani müstear isimleri. Hem varlar hem yoklar, hem ünleri çok yayılmış hem de sonsuza kadar gölge olarak kalmaya mahkûmlar. " şeklindeki başlayışını okuyunca elimde edebi yönden nasıl doyurucu bir hazine tuttuğumu gördüm ve o heyecanla çabucak da bitiverdi.
Fatih Sultan Mehmed , Mustafa Kemal Atatürk ,
Halide Edip Adıvar , Yahya Kemal Beyatlı ,
Reșat Nuri Güntekin , Nâzim Hikmet ,
Sabahattin Ali , Kemal Tahir , Orhan Kemal ,
Orhan Veli Kanık , Yaşar Kemal , Attilâ İlhan ,
Cemal Süreya , Ece Ayhan , Ülkü Tamer gibi değerli yazarlardan alıntılar içeren edebiyata doyacağınız bu eserle tanışmak için daha fazla beklemeyin derim okursever bir dostunuz olarak :)
