Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
Başkalarının Düşünceleri: Başkasının bir karakter hak- kında söyledikleri veya düşündükleri, o karaktere boyut Ne derinlik katmaya yardım eder. Örneğin, savaştan önde Septimus'un patronu onu sadece yetenekli biri olduğunu düşünmekle kalmaz, ayrıca onun şirkette yüksek bir pozisyona ulaşmasını ümit eder. William Bankes, Bay Ramsay'in anne
Reklam
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Örnek bir davranış olduğu için yazma ihtiyacı hissettim:
Depremzede bir arkadaşımın sel felaketinin yaşandığı gün bana yazdığı cümle: "Nasılsın kardeşim, var mı bir ihtiyacınız? Aileniz nasıl?" Bizi biz yapan değerleri unutmadıkça her zorluğu ve musibeti inşaallah atlatırız. Yeter ki insan olduğumuzu, bir gün aynı durumun bizim başımıza da gelebileceğini her daim hatırımızda bulunduralım. Ve o iyi ve güzel insanlar... Onlar iyi ki var...
Nezaket, zarafet, nezahet üzerine…
İletişimde şu üçlemelere hep takılmışımdır… Mesela üç C: Consumer (Tüketici), Costumer (Müşteri) – Client (Özel Müşteri)… Bir başka üç C: Creativity (Yaratıcılık), Consistency (Tutarlılık), Continuity (Süreklilik)… Üç H’yi de unutmamak gerekir: Hazır, Hızır, Huzur… (Hazırlığı doğru dürüst yaparsan Hızır gelir; Hızır gelirse de Huzura kavuşursun)…
Selamün Aleykum Burdan 1K ailesinden bir şey rica etmek istiyorum. Okuduğum yazarlar arasında Bi tutarsızlık varsa beni uyarın olur mu ? (Veya bende gördüğünüz doğru olmayan Bi davranış vs. Amacım takipçi kasmak değil elbette lakin karşılıklı takipleştiğim biri birden çıkınca acaba diyorum Bi yanlışım mı var bilmiyorum bilsem düzeltmeye çalışırım. Ben burda kimseye yanlış örnek olmak istemem.) Bazılarını gerçekten bilmiyordum. Sonra biri gelip şunu şunu aynı anda nasıl okuyabilirsiniz anlamış değilim diyince çok kırılıyor insan. Yanlış üslup doğru sözün celladıdır. gerçekten Evet evet anladım insan ne kadar okursa okursun Yaşayınca sözlerin mânâsını daha iyi anlıyor. Ben burda yanlışımdan güzel bi şekilde döndüren İncitmeden söyleyen çok güzel insanlar tanıdım siz hep var olun. 🥲🌸 Yüreğiniz hiç incinmesin.
Reklam
Kalbinin dediğini yap, aklının dediğini yap vs. gibi formüller çoktur. Peki bütün resmini görebiliyor musun hayatın? Cevap hayır ise yapacağınız hiçbir şeyin doğruluğundan emin olamazsınız. Vicdan, akıl, kalp hepsi yaşanan kültür ve geleneklerin etkisi altındadır. Otorite tarafından şekillenen davranış ve alışkanlıklar neyin doğru yada yanlış
Çoğu ailenin karışmadığı evliliklerde var ama ona rağmen yürümüyor artık.Evliliğin tanımını şöyle yapabilirim nacizane fikrim evlilik ateş gibidir her iki tarafta odun atıp ateşi harlamazsa (kaliteli zaman geçirme,özenme,ilgi,saygı vs.) o ateş söner. "Hikaye bu ya timsahla fil birbirlerine aşık olup dillere destan bir şekilde evlenmişler. İki sevgili evlendikten sonra, birbirlerine kendileri için "en değerli" olanı verme yarışına girerler. Timsah gölden en güzel balıkları çıkarıp sevgilisi file ikram eder. Fil de pek sevdiği yeşil yapraklarının en tazelerinden çırpıp sevgilisinin önüne atar. Fakat sonuç hüsrandır. Otçul olan fil için balıklar, etçil timsah için de tazecik yapraklar hiç de değerli değildir. Çift, sonunda anlar ki, herkesin kendisi için "en değerli" olanı vermesi iyi niyetli ancak teknik olarak yanlış bir davranıştır; hem iyi niyetli hem de teknik olarak doğru davranış eşi için "en değerli" olanı vermektir. Sonuç olarak, fil timsaha hortumuyla tuttuğu ve zaten yemeyeceği balıkları, timsah da gölün dibinden kopardığı ve zaten sevmediği tazecik yosunları vermeye başlar. Mutlu olurlar; çünkü birbirlerini anlamaya vakit ayırmışlardır. İkisi de "Ben elimden geleni yapıyorum ya!" savunmasına girmemiştir." Ateşin sönmemesine en güzel örnek bu hikayedir.Çoğuna sor nedenlerini kendilerinin dahi hatırlayamadığı boşananlar var.Eften püften yere inat,ego vs.hayatı biz kendi kendimize zorlaştırıyoruz.Mutlulukla kavga halindeyiz bu dünyaya mutlu olmaya gelmediğimizi idrak etmeye başlayınca mutlu olmaya başlarız :) Neyse bu konu çok su götürür bunca zaman en uzun yorumum bu oldu.
❃Kübra❃

❃Kübra❃

@Kubraozturkk11
·
11 Şubat 23:27
SİZCE
birçok evliliğin sonlanmasının en büyük sebebi aileler oluyorlar.
Anlam, yaşamakla eşdeğerdir. Yaşanmaya dair anlam içeren her şey yaşandığında anlaşılmıştır. Örneğin, suya ihtiyacı olan biri bizden su istediğinde ona su vermenin iyi ve güzel bir davranış olduğunu anlamak onu gerçekleştirmekle mümkündür. Bu örnek basit. Bunu her anlayan yapar. Kolay ve uğraşsız. Örneği biraz daha zorlaştıralım. Boykotun gerekliliği hakkında konferansa gittik ve anladık ki boykot yapılması zorunlu bir gerçeklik. Fakat bu gerçeklik hayatımızda bir değişiklik yapmıyorsa esasında anladığımızı söylediğimiz şey hayata geçmediği her an anlamadığımıza delildir. O yüzden okunan her kitap, gidilen her konferans, elde edilen her tecrübe yaşama kazandırılmadıkça kuru bir anladım iddiasından öteye geçmez ve insanlığımızın yağmuru olmaktan uzak kalır.
Reklam
Dahi Diktatör 10
“Evet, Atatürk bir diktatördü diyoruz. Niçin bir diktatördü? Bu, ilaç almayı reddeden hastaya, tedaviyi reddettiği için ilacı zorla vermek gibidir. Hatta bir adamı intihar ederken engel olabilecekken seyretmeyi tercih etmiş biri görülürse dolaylı olarak bir ölüme sebep olmaktan cezalandırılır. Atatürk problemlerin tespiti ve çözüm yolları hakkında
474 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.