Sürgündeki Hakan Sultan Hamid kitabının yazarı ile söyleşi
Geçtiğimiz haftalarda Aydın Çakmak’ın “Sürgündeki Hakan: II. Abdülhamid’in Selanik ve Beylerbeyi Günleri” isimli kitabı yayımlandı. Bahse konu olan bu çalışmayı zevk alarak okudum. Aydın Çakmak Hoca ile kitabı konulu bir mülakat yaptık. Konuyla ilgili olanların umarım dikkatini çeker.
Babayla oğul arasındaki ortak yönler anneyle kız arasındakinden daha fazladır.
Ortak yönler, ilişkilerin yürümesini sağlar ama ilişkileri heyecanlı ve tutkulu yapan da farklılıklardır.
Varoluşçuluk ve Doğu Felsefesi
Varoluşçuluk ve Doğu felsefeleri arasındaki ortak yönler benzer sözcüklerin kullanılmasının da ötesindedir. Her ikisi de ontolojiyle ilgilenirler ve insanın doğaya egemen olma çabalarının , onu yalnızca doğaya değil, kendine de yabancılaştırdığı görüşünü vurgularlar. Doğu düşüncesi hiçbir zaman Batı'da yaşanan özne nesne dualizminin kurbanı olmamıştır. Varoluşçuluğun aşmak istediği şey de işte bu dualizmdir.
Sayfa 36 - MetisKitabı okudu
Hayattan Kesitler
Yaptığı hataya karşılık sevdiğin adamı reddedersin bir nevi cezalandırma şekli de denebilir buna. Daha sonra gururundan bir daha geri dönmeme sözü alır bıraktığın yerden devam edersin hayatına o sırada belki birileri girer çıkar hayatından yeni insanları tanıyıp ortak yönler buldukça kendini mutlu sanırsın.. Hayat onsuz da yaşanabilir onsuz da mutlu olunabilirmiş dersin.. Ve bir gün onunla birlikte gittiğin mekana onsuz ve yanında bir başkası varken girer gözlerinle her yerde onu ararsın .. Acaba o da burda mıdır acaba beni görüyor mu..? Sen bu sorularla belki biraz beynini yorar onu görmeyince de karşındaki ile samimi sohbete devam edip gidersin.. Aklın onun yokluğunu kabullenmiş gözlerin bunu tam olarak tasdiklemisken mekandan çıkacağin an karşı karşıya gelirsin ... Ve sonra anlarsın girdiğin andan beri aslında o oradaydı ve senin haberin olmasa da gözlerin görmese de o çok yakınından izliyor ve çıldiŕiyordu.. Yüreğin kabarır heyecanın korku ile şaşkınlık arasında gidip gelir ama tek kelime edemezsin... Bitmiş bir Aşka karşı suçlu hissedersin kendini.. Oysa haketmemis miydi o bu manzarayı... Hayır Dostum Asla Aşıģına ders vermek olarak görme bunu yıpranır yıpratır ve belki bir dahaki görüşmeyi imkansızlastirir nefrete bırakıp gidersin yerini...
Derin bir ‘Umut’suzluk içinde...!
“Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” mısrası,
genç bir Türkiye’nin onuncu yılında mutlu yarınlara seslenişiydi.
Gel gör ki, birkaç on yılın ardından Türkiye batılı tarifiyle
iktisaden geri kalmış bir ülke oldu.
NATO subayları Türkiye’de “çöl zammı” alırlar.
İktisadi durumumuz ve itibarımız için en acı misal...
Geri kalmış ülke
"Türk Sosyalizmi" 26 Temmuz 1962 - Cumhuriyet’teki ilk yazısı / Yunus Nadi Makale YarışmasıKitabı okuyacak
Türk Sosyalizmi Makalesi
"Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" mısrası, genç bir Türkiye'nin onuncu yılında mutlu yarınlara seslenişiydi. Gel gör ki, birkaç on yılın ardından Türkiye batılı tarifiyle iktisaden geri kalmış bir ülke oldu. NATO subayları Türkiye'de çöl zammı alırlar. İktisadi durumumuz ve itibarımız için en acı misal... Geri kalmış ülke