Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Türkiye TRT Haber, Prof. Dr. Ali Fuat Örenç, Mora Türkleri kitabı 23.02.2021 09:05 200 yıllık acı: Mora Katliamı
OSMAN GAZİ’NİN DEVLET KURMA MÜCADELESİ
Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazi’nin 1281’de vefat etmesi üzerine Kayı boyunun idaresini eline aldı. Gösterdiği devamlı muvaffakiyetler üzerine; önce Selçukluların uç beyi, sonra topraklarını büyütmesi suretiyle de kendi adıyla anılan devletin kurucusu olmuştur. Osman Gazi, 1285 senesinde Kulacahisar’ı fethetmiş, 1286/87 senesinde de Domaniç
Reklam
OSMAN GAZİ’NİN DEVLET KURMA MÜCADELESİ
Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazi’nin 1281’de vefat etmesi üzerine Kayı boyunun idaresini eline aldı. Gösterdiği devamlı muvaffakiyetler üzerine; önce Selçukluların uç beyi, sonra topraklarını büyütmesi suretiyle de kendi adıyla anılan devletin kurucusu olmuştur. Osman Gazi, 1285 senesinde Kulacahisar’ı fethetmiş, 1286/87 senesinde de Domaniç
OSMANLI DÖNEMİ TARİHİNDEN BİR SAYFA "ŞEHZADE MUSA ÇELEBİ" Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Bayezid’in en küçük oğludur. Babasının sağlığında Rumeli’de akıncı beyliği yaparak birçok savaşta bulunduğu belirtilir. Ankara Savaşı’na (1402) kardeşleri Mehmed, Süleyman, Îsâ ve Mustafa ile birlikte katıldı. Osmanlı kuvvetlerinin savaşı
Osmanlı Devri Adaletnamelerini Muhakkak Okuyun, Lütfen!
XVI .yy .da daha sonraları kendilerine emanet edilen devlete ait paraları ve malları zimmetlerine geçiren, köylerde kendileri adına para alabilmek için avans hanelerini tahrir defterlerine aykırı olarak fazla gösteren ve hane keçesini buna göre toplayarak "Bel eyleyen" kadıların sayısı az değildir. Örneğin Besni kadısı ile Kethüdası'nın ve onlara yardımcı olan birisinin kürekçi tutmak üzere avarız hanelerinden toplanması istenen bedelleri toplarken çeşitli yolsuzluklar yaparak halkı soymuşlar, haklarında yapılan şikayet üzerine kadı İstanbul'a çağrılarak davası görülmüş ve aldıklarını geri vermesi 21 Muharrem 968 (1560) tarihli bir hükümle bildirilmiştir. Keza 1647 tarihinde Manusa'da kadı olarak bulunan Handan Efendi'de toplanması emredilen kürekçi bedellerini dağıtırken ev başına yedişer kuruş alması gerekirken bunun iki katını almı ve toplanan paraların üç bin kuruşunada el koymuştur. Bazende ihtilaflı timar ve zeametlerde kesin hüküm verilmiş iken bunları bir kenara iterek başka birisine "Mürâsele" vererek timar ve zeamet gelirini onun almasını sağladıkları, eşkiya korkusu nedeniyle bulundukları yerlerden göç etmek zorunda kalan ahalinin topraklarına el koyup ev ve ahır yaparak yerleştikleri, halkı zorla çalıştırdıkları "Ehl-i örf taifesi" ilede birleşerek halka çok zulmettikleri, yetkilerini kötüye kullanarak kendilerine emanet edilmiş olan malları el altından yüksek fiatlarla sattırdıklarıda görülüyordu.
Osmanlı Devri'nde Kadılarda Yolsuzluk ve Rüşvet Her Dönemde Vardı
Kadıların yolsuzlukları büyük rüşvetlere yol açmıştır. Devre çıkan bir kadı'nın önündeki köylü, hiç olmasa düşmanından korunmak için kadı'ya başvurur ve bunun için rüşvet teklif edebilir yada bir davada haksız olan taraf resmin gayrı kanunî olarak yükseltilmesini sevinçle karşılayabilirdi kadı ve nâiplerin rüşveti her devirde aldıklarını
Reklam
İSTANBUL’UN İLK KÂDISI: HIZIR BEY
Nasreddin Hoca’nın torunu olan Hızır Bey, Fâtih Sultan Mehmed Han devrinin önde gelen âlimlerindendir. Sivrihisar kasabasında dünyaya gelmiş ve ilk tahsîlini babası Celaleddin Bey’den yapmıştır. Daha sonra o devirde pâyitaht olan Bursa’ya gitmiş ve Başkâdı Molla Şemseddin Fenârî’den ve Başmüftü Molla Yegân’dan dînî ilimlerde icâzet alarak genç
İSTANBUL’UN İLK KÂDISI: HIZIR BEY
Nasreddin Hoca’nın torunu olan Hızır Bey, Fâtih Sultan Mehmed Han devrinin önde gelen âlimlerindendir. Sivrihisar kasabasında dünyaya gelmiş ve ilk tahsîlini babası Celaleddin Bey’den yapmıştır. Daha sonra o devirde pâyitaht olan Bursa’ya gitmiş ve Başkâdı Molla Şemseddin Fenârî’den ve Başmüftü Molla Yegân’dan dînî ilimlerde icâzet alarak genç
HAYÂTÎYLE MEMÂTÎ…
HAYÂTÎYLE MEMÂTÎ… XIX. asır Osmanlı Kadısı Gıyâseddin Efendi, Kasım 1810’da İstanbul’da doğdu. Buhara, Şam, Kahire ve Konya’da fıkıh, usûl-i fıkıh, ferâiz, hadis, tefsir, heyet ve tıp eğitimi gördü. Ceddinden çıkan birçok ulemâ gibi o da kendini yetiştirerek âlim bir zât oldu. İstanbul’da sarayda şehzadelere ders verdi. Yûnus Efendi Külliyesi’nde yetim ve öksüzlere Kur’ân öğretti. *** Postî mahlâsıyla şiirler kaleme alan Kadı Gıyâseddin Efendi ile Hayâtî mahlâslı Eyüp Kadısı zaman zaman atışırlardı. Bu atışmalardan birinde Hayâtî Efendi; Postî Efendi’ye takılmak için, bir kâğıda güya içinden çıkamadığı bir soruyu yazıp fetvâ istercesine gönderir: “–İt posti, domuz posti; debâgatle temiz olur mi?” “Köpek ve domuz derisinin tabaklanmakla necislikten kurtulup kurtulmadığı”nı sorarmış gibi yaparken, tevriyeli bir şekilde Postî Efendi’ye bu sıfatları isnat ederek sataşmaktaydı. Bunun üzerine Postî Efendi hem suâli gönderen Hayâtî Efendi’yi hem de onun kardeşi Memâtî Efendi’yi hedef alarak şu cevabı verir: “–Hayâti de murdardır, memâti de: Dirisi de pistir, ölüsü de…” (Osmanlıcada «postu ve Postî», «hayatı ve Hayatî» kelimelerinin aynı şekilde yazıldığını göz önünde bulundurmak gerekir.)
İlk olarak Abbasilerde görülen kadıaskerlik Harizmşahlar’da, Anadolu Selçuklu Devleti’nde, Eyyubîler’de ve Memlûklerde de vardı. Osmanlı Devleti’nde ise, askerî sınıfa ait şer‘î ve hukukî işlerin görüldüğü kadıaskerlik1362 senesinde I. Murad zamanında ihdas edilmiş ve ilk kadıaskerliğe de Bursa kadısı Çandarlı Halil getirilmiştir.
Reklam
Size ne sunayım insan kardeşim? Biraz gökyüzü alır mıydınız? Biraz Boğaziçi serinliği dingin, duru... Biraz Karadeniz esintisi, biraz Marmara, biraz Akdeniz. Siz uzaktan geldiniz, belli yorgunsunuz. Biraz dinlenmek ister miydiniz, bir yörük çadırında yıldızlara karşı? Bu dağlar, pek sever bulutlarla boy ölçüşmeyi Biraz Ağrı gurubu alır
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.