Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
OSMAN GAZİ’NİN DEVLET KURMA MÜCADELESİ
Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazi’nin 1281’de vefat etmesi üzerine Kayı boyunun idaresini eline aldı. Gösterdiği devamlı muvaffakiyetler üzerine; önce Selçukluların uç beyi, sonra topraklarını büyütmesi suretiyle de kendi adıyla anılan devletin kurucusu olmuştur. Osman Gazi, 1285 senesinde Kulacahisar’ı fethetmiş, 1286/87 senesinde de Domaniç
Yerli Tiyatro yazarlarımız ve eserleri.
1. Musahipzade Celal (1868-1959) Aynaroz Kadısı, İtaat İlamı, Fermanlı Deli Hazretleri, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Macun Hokkası,
Reklam
İSTANBUL’UN İLK KÂDISI: HIZIR BEY
Nasreddin Hoca’nın torunu olan Hızır Bey, Fâtih Sultan Mehmed Han devrinin önde gelen âlimlerindendir. Sivrihisar kasabasında dünyaya gelmiş ve ilk tahsîlini babası Celaleddin Bey’den yapmıştır. Daha sonra o devirde pâyitaht olan Bursa’ya gitmiş ve Başkâdı Molla Şemseddin Fenârî’den ve Başmüftü Molla Yegân’dan dînî ilimlerde icâzet alarak genç
Size ne sunayım insan kardeşim? Biraz gökyüzü alır mıydınız? Biraz Boğaziçi serinliği dingin, duru... Biraz Karadeniz esintisi, biraz Marmara, biraz Akdeniz. Siz uzaktan geldiniz, belli yorgunsunuz. Biraz dinlenmek ister miydiniz, bir yörük çadırında yıldızlara karşı? Bu dağlar, pek sever bulutlarla boy ölçüşmeyi Biraz Ağrı gurubu alır
İstanbul’un fethinden sonra, Osmanlı askerleri, Bizans hapishanelerini kontrol ettiler. En ücra bir mahzende üç papaz buldular. Alıp dedem FATIH Sultan MUHAMMED Han’a götürdüler. Sultan, onlara hapsedilmelerinin sebebini sordu. Papazlar, “Biz, Bizans’ın en ileri gelen papazları idik. İmparatorun zulüm ve işkencelerinden, yaptığı rezalet ve
HAYÂTÎYLE MEMÂTÎ…
HAYÂTÎYLE MEMÂTÎ… XIX. asır Osmanlı Kadısı Gıyâseddin Efendi, Kasım 1810’da İstanbul’da doğdu. Buhara, Şam, Kahire ve Konya’da fıkıh, usûl-i fıkıh, ferâiz, hadis, tefsir, heyet ve tıp eğitimi gördü. Ceddinden çıkan birçok ulemâ gibi o da kendini yetiştirerek âlim bir zât oldu. İstanbul’da sarayda şehzadelere ders verdi. Yûnus Efendi Külliyesi’nde yetim ve öksüzlere Kur’ân öğretti. *** Postî mahlâsıyla şiirler kaleme alan Kadı Gıyâseddin Efendi ile Hayâtî mahlâslı Eyüp Kadısı zaman zaman atışırlardı. Bu atışmalardan birinde Hayâtî Efendi; Postî Efendi’ye takılmak için, bir kâğıda güya içinden çıkamadığı bir soruyu yazıp fetvâ istercesine gönderir: “–İt posti, domuz posti; debâgatle temiz olur mi?” “Köpek ve domuz derisinin tabaklanmakla necislikten kurtulup kurtulmadığı”nı sorarmış gibi yaparken, tevriyeli bir şekilde Postî Efendi’ye bu sıfatları isnat ederek sataşmaktaydı. Bunun üzerine Postî Efendi hem suâli gönderen Hayâtî Efendi’yi hem de onun kardeşi Memâtî Efendi’yi hedef alarak şu cevabı verir: “–Hayâti de murdardır, memâti de: Dirisi de pistir, ölüsü de…” (Osmanlıcada «postu ve Postî», «hayatı ve Hayatî» kelimelerinin aynı şekilde yazıldığını göz önünde bulundurmak gerekir.)
Reklam
OSMANLI DÖNEMİ TARİHİNDEN BİR SAYFA "ŞEHZADE MUSA ÇELEBİ" Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Bayezid’in en küçük oğludur. Babasının sağlığında Rumeli’de akıncı beyliği yaparak birçok savaşta bulunduğu belirtilir. Ankara Savaşı’na (1402) kardeşleri Mehmed, Süleyman, Îsâ ve Mustafa ile birlikte katıldı. Osmanlı kuvvetlerinin savaşı
"İstiksa: Bir Şeyin Aslını Hakkıyla Araştırma..."
- "... Oğuzlar "bağdaş kurup" Konya’yı kurdular; çünkü “şehir kurmak, bağdaş kurmaktı”. Bir meskende sakin olup sükûna varmaktı; iskan olunup sükûnete ermekti. Şehrin beşeriyetine ruh üflediler, insaniyet kazandı; madde surete büründü. Ve bu hamuru üç kişi yoğurdu: Siraceddin Urmevî ki yirmi beş yıl Konya’nın kadısı oldu. Urmevî nisbesi Konya ırmağının menşeine, neresinin devamı olduğuna işaretti: Anadolu’ya yayılan İslam umranı. Urmevî, İslam’ın aklı idi. Tarihimizin en önemli mantık kitabını kaleme aldı çünkü: Metaliu’l-envar. Şeyhu’r-Reis’imizin muhalled eseri el-İşarat ve’t-tenbihat’ını şerh etti; nazarî hikmeti genişletti. Hem İmam Fahru’r-Razî’nin izinden kelam-ı nazarî sahasında at koşturdu, hem Usul’unu çalıştı; dilde, hadiste, fıkıhta derinleşti; mantık ve hikmette Beyanu’l-hakk’ı telif etti. Metaliu’l-envar kendisinden sonra Şeyhu’l-mantıkiyyin Kutbuddin Razî tarafından şerh, Seyyid ü Sened tarafından tahşiye edildi ve bütün bir İran, Turan ve Osmanlı coğrafyasında istiksa rütbesinde ders kitabı oldu, akılları besledi..." (İhsan Fazlıoğlu, Anlayış Dergisi, Sayı 11, Nisan 2004)
vampir..
Türk Vampir Vakası Türk tarihinde vampir öykülerine neredeyse hiç rastlanmaz. Ancak Osmanlı tarihinde kayıtlara kadar geçmiş bir vampir öyküsü bulunmaktadır. Bulgaristan'ın Türk yönetimi altında bulunduğu dönemlerde Tırnova kadısı olan Ahmet Şükrü Efendi'nin hükümet merkezine gönderdiği bir resmî yazıda, bir vampirizm vakasından söz edilmektedir.
OSMAN GAZİ’NİN DEVLET KURMA MÜCADELESİ
Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazi’nin 1281’de vefat etmesi üzerine Kayı boyunun idaresini eline aldı. Gösterdiği devamlı muvaffakiyetler üzerine; önce Selçukluların uç beyi, sonra topraklarını büyütmesi suretiyle de kendi adıyla anılan devletin kurucusu olmuştur. Osman Gazi, 1285 senesinde Kulacahisar’ı fethetmiş, 1286/87 senesinde de Domaniç
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.