Bu ay #reşatnuriokurları olarak “Damga” kitabını okuduk. Oldukça akıcı, güzel bir eserdi.
Damga; İffet adındaki bir gençin hayatını, yaşadığı hayal kırıklıklarını konu alıyor.
İffet, bir Paşa’nın oğludur. Annesini çok küçük yaşta kaybetmiştir o yüzden annesine dair pek anısı yoktur. Kardeşleri ve yaşlı dadısıyla birlikte babasının otoritesinin altında büyümüştür.
Aşk hakkındaki ilk hayali duyduğu şu masal sayesinde belirmiştir: “Birbirini seven iki nişanlı, İsmail’in askere gitmesi ile ayrılmak zorunda kalmış. Kız her ne kadar İsmail’i beklese de köyün ihtiyarları savaşa giden gelmez diyerek kızı zorla evlendirmiş. Yıllar sonra İsmail, kızı bulduğunda akşam değirmende buluşmak için sözleşirler. Gençler tam bir araya gelip, başlarından geçenleri birbirlerine anlattıkları zaman kapı vurulmuş ve kocanın geldiği anlaşılmış. Değirmen de saklanacak yer yokmuş. İsmail ‘Korkma ben öyle de öldüm böyle de, senin namusunu kurtaracağım.’ diyerek kendini değirmenden çaya atmış. Sevdiği kadının namusuna laf gelmesin diye ölürken bataklıktaki sazlara sarılmış, ölüsü bile bulunmamış.”
İffet’in çocukken duyduğu bu masal, yıllar sonra çocuklarına öğretmenlik yaptığı evin hanımını sevmesiyle tekrar zihninde belirmiştir. Acaba onun da sonu İsmail’e benzeyecek mi? Yoksa çok daha kötü mü olacak?