Kitaptan önce hakkında yapılan kötü eleştirilere değinmek istiyorum çünkü kitaptan önce eleştirileri okumak gibi alışkanlığınız varsa yanıltıcı olacağına dikkat çekmek güzel bir çeşmeden kana kana su içecekken biraz bile durmadan hemen uzaklaştırıcı olabilir.
Kapak pembe olduğu için almayanlar bir yana (bana kalırsa renkleri de cinsiyete bölenlere açıklama yapılmaz) çünkü dünya sırrını versen yine bir şey bulunur. Yayınevi gri kapağı onlar için çıkarması bile trajikomik ne yaparsın ekmek parası.
Kitabı elinize aldığınızda roman olduğu yazıyor yani kurmaca metinler de içerebilir. Yanlış tanıtma değil yazarın canı öyle yazmak istemiş. Yine burada da dine yada kişiliklere bir hakaret yok çünkü kitapta aslında kötü bir şey yok.
Önyargıları artık bıraktıysak artık kitap hakkında konuşabiliriz. Kitabın teması saf aşk dünyanın aşkla güzelleştiğini hatta aşka ulaşmak için en güçlü inandıklarını da bırakmam daha zoru yıkman gerektiğini bunun da aslında bir bedel değil aslında arınma olduğunu anlatıyor. Tabii bunların yanında hayata dair önemli konulara da değiniyor. Sabrı, inancı, mutluluğu, iftirayı, bilinçli kötülüğü ve kaç yüzyıl geçse de değişmeyen, doğru din tartışmalarının yanında en doğruyu en yanlış şekilde kimlerin savunduğunu görünce insan bunlar yaşanmış diye düşünmek yerine burnun ucunu görüyor.
Kısacası doğruyu parmağıyla gösterene, tırnağını kes denen insanların varlığı da varmış, var ve var olacaklar.