Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Satrancın Kanlı Savaşı
Bu yazımı satranca gönül verenler ve taşlarını feda edenler için kaleme alıyorum. Haydi satrançseverlerim toplanın etrafımda, cümbüş olalım. Size keyifli, destansı bir yazı okuyayım. Bağımlılık yaratan ve tutkunu olmaktan kendinizi alamayacağınız bu oyunumuz, sizi pür dikkat bu kareli tahtaya tutsak edecek. İşin içine girmeye görün;
140 syf.
8/10 puan verdi
~Hayat, Hislilere Trajedi, Düşüncelilere ise Komedi Gibi Gelir..
Moliére... Cimri, Kibarlık Budalası ve Hastalık Hastası.. Okuduğum bu üç kitapta da içgüdüsel olarak dinlediğim ve artık bu kitaplardaki oyunlarla özdeşleşen müziği de buraya ekliyorum: youtu.be/UwxatzcYf9Q Beni bu müzikle tanıştıran sevgili https://1000kitap.com/RaSonya'ye de teşekkür ediyorum.. Asıl adı Jean-Baptiste Poquelin veya
Hastalık Hastası
Hastalık HastasıMolière · Anonim Yayıncılık · 20106,1bin okunma
Reklam
Oyunda Ciddiyet
Akşamın alacakaranlık anında Yaradılışı duydum, bir kuleden çanlar uzun uzun çalarken: Ezgi tükenmek bilmiyor, kendinden dinmeyecek gibi sokakların uğultusu üstünde, akşam göğünde ve deniz melteminde, öyle kederli, aynı zamanda öyle çocukça ve karamsar bir şekilde titreşip duruyordu... O zaman Platon'un sözleri geldi aklıma ve onları birdenbire kalbimin derinliğinde hissettim: "İnsani olan hiçbir şeyi ciddiye almaya değmez, ama yine de.."
Sayfa 248
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Aslında pek "okunacak" bir şey değil bu, daha çok tiyatroya gidip izlemeniz gereken bir oyun/eser. Oscar Wilde özel hayatıyla zamanının sansasyonel adamı olarak kendisine büyük bir ün edinmiş olsa da aynı zamanda büyük bir edebiyatçı ve entelektüel olarak da her daim değerlidir. Özellikle politik duruşu, lafını esirgemeyen ve çoğu zaman
Ciddi Olmanın Önemi
Ciddi Olmanın ÖnemiOscar Wilde · İmge Kitabevi Yayınları · 20171,107 okunma
177 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Bizim klasiklerimizi okumak ayrı bir mutluluk veriyor. Aralıksız her ay bir kitabını sırayla okuyorum. 2 sene bitmiş bile Önsöz'den; Memleketimizde henüz "tiyatro" sanatı adına hak sahibi olacak bir kumpanya oluşamadı. Sanat rağbetle dengelenir. Her şeyde ilerleme ahalinin aşkı, şevki, ciddiyet isteğiyle, iyiyi kötüden ayırt etme gücüyle gerçekleşir. Bu Hazan Bülbülü'nü o yolda bir oyun zilleti felaketinden kurtarmak için, bunu sahnece olacak sanat tertibatını pek dikkate almayarak, ancak bir roman gibi okunmak düşüncesiyle yazdım. Hüseyin Rahmi Gürpınar' ın kalemini, duygusunu, nüktedanlığını, mizahla birleştirip eleştirmesini çok seviyorum. Bu kez onun bir tiyatro eserini okumak harika bir duyguydu. Dört perdelik oyunda yetmişli yaşlarda olan hasta Refi Bey'in gençlik aşkı Nezihe hanımın kopyası olan gencecik Şahende hanım ile olan evliliğini, yine harika bir mizah ile eski konak hayatı ve iç içe geçen aile ilişkilerini anlatıyor. O kadar sevdim ki tavsiyemdir.
Hazan Bülbülü
Hazan BülbülüHüseyin Rahmi Gürpınar · İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,529 okunma
"Birincisi, seyircinin oyunun sadece duygusuna kapılmamasıyla olur bu. Duyuları uyanık kalır, kendini eylemin içine ve oyuncuların arasına koyar ama bir yandan da karşıdan bakar onlara. Doğru olan sadece 'sigarasını tüttüren izleyicinin tutumu'dur. (Üç Kuruşluk Opera'daki atıf); düşünüp de ğelenerek, neşe içinde öğreneceğine duygularının tepki gösterme hassasını şehvetine feda eden cezbe halindeki adam değil. Oyunda eğlence olmalıdır, her zaman olduğundan da fazla olmalıdır, gaddar bir ciddiyet burada her yerde olacağından daha yanlıştır, evet, 'tiyatronun biraz fuzulî bir şey olarak kalabilmesi gerekir' (Brecht, Tiyatro İçin Küçük Organon, Bölüm 3), fakat aldığı lezzet seyirciyi eritmek için değildir, onu öğrenmiş ve etkin kılar."