Descartes
Böylece sırf var olduğumu kesinlikle bildiğim ve aynı zamanda ancak düşünen bir şeyin zarurî olarak mahiyet veya özüme ait olduğunu gördüğüm için, özümün yalnız ve yalnız düşünen bir şey, veya bütün mahiyet ve özü ancak düşünmek olan bir cevherden ibaret olduğunu pek iyi çıkarıyorum. Ve belki pek sıkıca kendisine bağlı olduğum bir bedene malik olsam bile; bununla beraber, bir yandan kendi hakkımda, düşünen ve uzamlı olmayan bir şey olarak, açık ve seçik bir fikre malik olmam, öte yandan da beden hakkında, uzamlı ve düşünmeyen bir şey olarak, seçik bir fikre sahip olmam dolayısıyla, bu benim, yani kendisiyle ne isem o olduğum ruhumun, bedenimden bütün bütüne ve gerçekten farklı olduğu ve bedensiz var olabileceği pek şüphesizdir.
Sayfa 129Kitabı okudu
128 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Sartre bu işi yapıyor!
Uzun bir ileti olacağa benziyor, siz okumadan ona göre önce belirtmek isterim.* İncelemeye önce kitaba aldığım notlar ile daha sonra kitabın içeriği ile başlayacak ve bağlayacağım. İnsan kendi özünü seçiyorsa en büyük şeyi başarabilmiş, varlığını gerçekleştirebilmiştir. Öyleyse Tanrı buna neden yasak koyar? Benim özüm, Tanrı'nın
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20193,214 okunma
Reklam
"Bizim kavuşmamız binde bir ihtimal, hiç beni beklemesin" demişsin. Yapma gözünü seveyim Muazzez.... Sen bana bir kuyu kaz mesela Muazzez. Beni içine göm, ben seni orda da beklerim. Yanıma bir ceviz yatır, ona seni anlatayım, acısın ceviz bana, sarılsın, "vah be kardeşim " desin. Sarılıp öylece kalalım, özü özüme geçsin. Üstümüzden bin yıl geçsin. Gömdüğün topraktan bin yıl sonra tekrar süreyim Muazzez, yine sana döneyim. Dallanıp budaklanayım senin için, gökleri tutsun dallarım. Bin yeşil meyve vereyim, birini yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsınlar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunla kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum.
Sarılıp öylece kalalım, özü özüme geçsin. Üstümüzden bin yıl geçsin.
Sen bana bir kuyu kaz mesela Muazzez.
Beni içine göm, ben seni orda da beklerim. Yanıma bir ceviz yatır, ona seni an­latayım, acısın ceviz bana, sarılsın, “Vah be kardeşim” desin. Sarılıp öylece kalalım, özü özüme geçsin. Üstümüzden bin yıl geçsin. Gömdüğün topraktan bin yıl sonra tekrar süreyim Muazzez, yine sana döneyim. Dallanıp budaklanayım senin için, gökleri tutsun dallarım. Bin yeşil meyve vereyim, biri­ni yuva bileyim. Bin yıl da kabuğumda bekleyeyim. Bin ceviz sallansın dallarımda, benden hariç bin ceviz. Binini koparsın­lar Muazzez, bir bana dokunmasınlar. Sen gelene kadar ben o dalda dururum. Ha, gelmedin diyelim, yokluğunla kururum. Yapma Muazzez, ben o binde bir ihtimale tutundum.
191 syf.
·
Puan vermedi
Özüme
Selamun Aleyküm.. "Bazı kitaplar sadece bilgi edinilmek için okunmaz. Ayrıca insanın hayatını, düşüncelerini de bereketlendirir. Elinizdeki eser de böylesi kitaplardan" bu cümlelerle başlıyor kitap:) Hani böyle hiç tadını bilmediğiniz ya da adını bile duymadığınız lezzetler vardır. Hah bu kitap işte benim için (kalbim için) tam olarak
Gerçeklerin Özü / Nakşe'l-Füsus
Gerçeklerin Özü / Nakşe'l-FüsusMuhyiddin İbn Arabi · Ataç Yayınları · 201717 okunma
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.