Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ozan kurak

ozan kurak
@ozzank
4 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Evet azizim! ben hayallerin arkasına gizlenmiş olan hayaletleri arıyorum. ne yazık ki bulamıyorum. Tam olarak 'bulamıyorum' demek de yanlış. Bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum. ilmi gerçeklere kimsenin bir şey demeye hakkı yoktur. Yalnız, bir hakikatin varlığı diğer bir hakikatin varlığına engel olmaz. Bazı vicdanlar, başlangıç ile sonu birbirinden ayıran bir çizginin önünde durup orada kalamaz. Ben bu hayatı; dünyaya niçin geldiğimizi, ne olacağımızı, bizi bu dünyaya göndereni anlamadan terk etmemeye niyet ettim. Keşke bu sorulara olumlu ya da olumsuz bir cevap bulabilseydim. yarı derviş, yarı deli ama her gördüğünü hikmet gözüyle gören bir düşbazın düşleri sizi çağırıyor. Hayat, sekr anında görülen bir düş değil midir? kim bilir?
Reklam
Bu alem her şeyin birbirini yemesi ve yok etmesi için kurulmuştur. her şey birbirinin düşmanıdır. başkalarının keskin dişlerine yem olmaktan kurtulanları da bir gün "ölüm" denen korkunç yaratık yutuyor. işte gerçek budur. palavralara inanmayın. benliğinizden başka varlık, zevkinizden başka amaç tanımayın.
birlikte geçirdiğimiz o güzel günlere ne olmuştu? benim aklım hep o günlerdeydi. ne olmuştu o günlere?yaşanan şeyler ne olur çetin, nerede durur?hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. tozlu tavan arasına girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını çevirmek filan diyorum, beni kesmiyor. geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu hatırlamak mıdır? başka bir eylem yok mu, olamaz mı?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?
yaşamak aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. bir hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil, yaşayan bir insan bağlar.
Reklam
hatırlamanın zihnimin önünde açtığı büyük boşluğu hissettim. ne yöne gidecektim? geçmiş ve gelecek birbirleriyle öncelik sonralık ilişkisi içinde miydi? biri geride diğeri ileride miydi? bütün o anlattıklarımı biz mi yaşamıştık? yüzümüz ileriye dönük.
Herkesin dilinde olan çok güzel bir aşk şarkısını çalıp söylüyordu. Kızın sesi detoneydi, yanlış notalar basıyordu. Ama bu bir aşk şarkısıydı. Mutluluk ve mutsuzluk aynı tepside sunuluyordu.
‘biz ona aşık olduğumuzda varlık kazandı, fiziksel özellikleri belirginleşti daha bi güzelleşti, çekicileşti, hatırlanır oldu. önce aşk vardır. hatırlamak da acı çekmek de sevgilimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar.’
denize düşüp kaybolan su damlası toprağa karışan toz zerresi nedir bu dünyaya gelip gidişimizin manası? fena bir böcek işte, bugün var yarın yok
Reklam
her gün biri çıkar, başlar, benim ben demeye altınları, gümüşleriyle övünmeye tam işleri düzene girer ecel çıkıverir pusudan: benim ben, diye.
Havanın bu ışıl ışıllığı, göğün bu verimliliği altında, insanların tek ödevi, yaşamak ve mutlu olmak gibi görünüyordu.
Güzel olan yaşadığımızdır bir gün öleceğimiz değil.
Yanıbaşında birisi ölürken sen bunu duyamazsın. Dünyanın bahtsızlığı da budur işte.Acımak ıstırap değildir. Acımak başkasının felaketi karşısında duyulan gizli bir sevinçtir. Bu felaket kendimize veya sevdiğimiz birisine gelmediği için aldığımız rahat bir soluktur.