Merak uyandıran bir kapak eşliğinde okumaya başladığım bir kitap oldu Narinnar.Baykuş ile alevlerin birbiri ile nasıl bir bağlantısı olabilir diye düşünerek başladım.İlk sayfalarda baykuş bir anlam kazanmaya başladı ama alevler hala soru işareti olarak kaldı.Sayfalar akıp gittikçe alevler öyle bir dile geldi ki ortalık toz duman altında kaldı
Okuduğum ilk Ayfer Tunç kitabı oldu Aziz Bey Hadisesi ve çok severek okudum. Biraz hüzünlü ama çok gerçek bir hikayeydi. İnsan tabiatı çok güzel bir dille portrelenmişti. Koca bir ömür yaşadığımızı düşünsek de geriye dönüp bakınca, sanırım hayat sadece üç beş önemli an ve bunların arasını dolduran, nasıl geçtiğini bile anlamadığımız doldurma zamandan oluşuyor. Pamuk ipliği gibi yaşamak... Aynı Maryam'ın belki nezaketen, sadece olmayacağını bildiği için bu kadar rahat bir şekilde yazdığı tek bir cümlenin, tek bir çağrının Aziz Bey için kocaman bir cesaret kaynağı olması ve hayatını sonsuza kadar değiştirmesi gibi. Tek bir yanlış aşkın sizi tamamen değiştirebileceği, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gibi. Kelimelerin gücünü hafife almamayı ve sonunu düşünmeden anlık bir sinirle çarpılan kapıdan düşüp kırılan cam parçalarının, hayatınızda yeni bir sayfa açıp koca bir ömür zannettiğiniz o sayfayı kapatma gücünün olduğunu unutmamak gerek sanırım. Keyifli okumalar.
AYRILAN YOLLAR
DENNIS LEHANE
Herkese merhabalar Benim sevgili dostlarım.
Artık beni takip edip de polisiye sevmediğimi polisiye türüne düşkün olmadığımı zaafım olmadığını bilmeyen yoktur herhalde.
Öf öf öf yine deli bir polisiye ile geldim. Bak üstüne basa basa 3 defa öf diyorum. 1974 diyorum. Cinayet diyorum. Hu duydunuz mu?
He bir de bu kitap
Eylül başlarında Mustafa Kemal bir doktor arkadaşına söyle yazıyordu:
"Suriye acınacak halde. Ne valisi var, ne de komutanı. İngiliz propagandası almış yürümüş. ingiliz gizli servisi her yanda faaliyet halinde. Halk, hükümetten nefret ediyor ve ingilizlerin gelmesini bekliyor Düşman hem asker, hem de ulaştırma bakımından güçlü. Onların karşısında biz pamuk ipliği gibiyiz. İngilizler artık bizi propaganda yoluyla savaştan daha
kolay yenebileceklerine inanıyorlar. Her gün uçaklarından bombadan
çok, boyuna 'Enver ve Çetesi nden söz eden kâğıtlar atyorlar.. "
Şu memurlar ki dizlerini titretmeyi, büyüğüne tabasbus etmeyi, yerlere kapanmayı örf zannederler, kanuna riayet fikri onlara müyesser değildir. Şunlar ki padişahla uyuşup mesnet sahibi olurlar, her hadiseyi pamuk ipliği ile bağlarlar. İlim, hüner, servet, itibar ve diğer bir fazilet ile sivrilenin başını kırmakla geçinirler, bunu da siyaset, tedbir ve diplomasi sayarlar. Onlarda kalp ve kan ve insaf ve iman kalmamıştır. Nice eskiler vardır ki yeni kanla aşılanmaları mümkün olur. Fakat saydığım şu kuruyası kökler aşı tutar mı? - Ali SUAVİ