Direksiyona geçti ve arabanın kokusu ve hissi onda baş döndürücü birtakım duygular uyandırdı. Bu eski püskü koltukta yüzlerce, belki binlerce saat geçirmişti: Arabalı sinemalarda, Judy'yle birlikte arabaya yemek alırken, Martin ya da diğer arkadaşlarıyla veya yalnız başına yaptığı yolculuklarda - Chicago'ya, Florida'ya, bir keresinde ta Mexico City'e. Bu arabada ergenlikten yetişkinliğe adımını atmıştı, herhangi bir yurt odasından, evden ya da Şehirden daha fazla hem de. Bunun içinde sevişmiş, sarhoĢ olmuş, en sevdiği amcasının zamansız cenazesine gitmiş, güvenilmez fakat güçlü V-8 motorunu öfkesini, coşkusunu, depresyonunu, sıkıntısını ya da pişmanlığını göstermek için kullanmıĢtı. Arabasına hiçbir zaman bir isim takmamıştı, böyle bir şey yapmak ona çok çocukça gelmişti; ama şimdi bu makinenin onun için neler ifade ettiğini anlıyordu, kendi kimliğinin bu eski Chevy'nin tuhaf kiĢiliğiyle tamamen örtüştüğünü... Jeff anahtarı kontağa soktu ve motoru çalıştırdı. Motor önce bir tekledi, sonra gümbürdedi. Direksiyonu çevirip Clifton Road'dan sağa döndü ve Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi'nin inşaatının önünden geçti. Seksenlerde buraya HKM diyorlardı çünkü artık Hastalık Kontrol Merkezi olmuştu ve geleceğin hastalıkları olan Lejyoner Hastalığı ve AĠDS gibi panik yaratan hastalıklar üzerindeki araştırmalarıyla tüm dünyada tanınıyordu.
Günümüzde bilim adı altında, zaten korkan insanlara sürekli endişe verilmesi, panik havası estirilmesi ve daha çok korkutulmasının sebebi nedir? Halbuki moral en iyi tedavi yöntemlerinden biri olarak bilinir.
Reklam
Panik Atak
Yatağım sallandı ve boğazımdan durduramadığım çok tiz, küçük bir çığlık yükseldi.
Boş zamanlarının büyük bir kısmını evinde yatıp yuvarlanarak geçiriyordu. Panik ataklar, kafatasının sınırları içinde sabun köpüğü gibi dönüp dolaşıp patlıyor, sonra en ufak bir kara bulutta tekrar oluşuyordu. Her köpük patlamasında nefes alıp vermesi biraz daha zorlaşıyordu. Bir sonraki atağın ne zaman geleceği hiç belli olmuyordu. İç dünyası da evinin içi gibiydi.
Sayfa 170Kitabı okudu
Şöyle söyleyeyim: Bir şey söylediniz mi onun sorumluluğunu omzunuza alın. Kendi zayıf çelimsiz eserinizi, koruyucusu olmadan vahşi bir dünyaya yolluyormuş gibi bir nevi panik duygusuyla kaçıp durmayın.
Sayfa 49 - Ketebe yayınları, 1. BaskıKitabı okuyor
Aslında dünyada borsaya en az ilgi gösteren ülkelerden bin bizim ülkemizdir. Çünkü biz borsayı yönetemedik ülke olarak. Kötü şirketleri aldık, tüyolara güvendik. Ama bir Amerika'da mesela ortalama bir ailenin çoğunun McDonalds hissesi, bilmem ne hissesi vardır ve emeklilikte gelecek parası oraya bağlıdır. O yüzden orada borsa çok önemli. Yani Türkiye'de bağla çökerse çok insan umursamaz. Dolar artarsa çok umur borsa sona Amerika'da borsa çökerse dünya yıkılır onlar için Çünkü Amerika'da herkesin, onların Ayşe Teyze'sinden Fatma Nine'sine herkesin parası borsadadır. Onlar emeklilik sisteminin içine koyarlar veya çok güzel fonlar vardır, ciddi yatırım yöntemleri vardır. Şimdi bunu niye anlatıyorum? Aslında borsa aynı coin, altın gibi çok değerli dir, ama siz tepede yanlış yerde tüyolara bakarak alırsanız tipte panik olup satarsaniz batarsiniz.o yüzden coinler için söylüyorum bunu; mutlaka doğru yer de, dipte analiz yaparak girmeniz ve bu coinleri sürekli uzun vadede tutmanız lazım.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.