Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Sence bu evin neden bu kadar çok gizli geçidi var? Neden hiç bir kilide uymayan o kadar çok anahtar var?.Büyükbabamın satın aldığı her masanın gizli bölmeleri vardır. Sinema salonunda bir org var, eğer belli notaları çalarsan gizli bir çekmeceyi açıyor.
Büyük bir Malikane,Fakir bir kız, ultra zengin 4 erkek kardeş üçlemesini okuyunca ne yalan
Yazar ilk sayfalarda lafa nerden gireceğini bilememiş gibi haldır haldur birşeyler, örnek olaylar anlatmış. Bunları okuyunca eyvah dedim gitti paracıklar ama akabinde metodik ve tecrübeye dayalı, akıcı bir anlatımla karşılaşınca derin bir oh çektim.
Yazar, affetmenin hepimizin başına gelebilecek hatta eminim gelmiş durumlarını, danışanlarından örneklerle neler yaşayıp hissedeceğimizi ve bu durumlarda çoğunlukla yapamasak da neler yapmamız gerektiğini anlatmış.
Yazara göre affetmenin önündeki engellerden biri bize sokuşturulan adalet fikri; kötülüğün ödeşerek eşitlenmesi. Zaten hukuk da buna işaret etmiyor mu?
Bir diğeri bırakmamak. Yani affedersek, o affettiğimiz ile bir ilişiğimiz, ilişkimiz kalmayacak, o bizden kopacak ama derinlerde bir yerde onu bırakmak istemiyoruz. Ya olur mu böyle dalga demeyin, beyin manyak bir organ ve niçin, ne halt yediği belli olmadığından oluyor böyle şeyler, baksana etrafında bir sürü zort var.
Kitabı deşifre etmeden birkaç değinmeyle özetlersek;
Geçmişi mi afffedemiyorsun, değiştiremeyeceğini artık kabul et.
Kendini mi affedemiyorsun, önce yediğin halt için ağla, yasını tut.
Başkasını mı affedemiyorsun, ilk taşı günahsız olan atsın.
Vedaa
Cümleten merhaba kıymetli dostlar aziz okurlar;
Evvel yazılarda ibra ettiğim üzere Refik Efendi ile pek aram yok lakin yiğidi öldür hakkını yeme.. hüngür hüngür ağladığımı kitabın kullanılmaz hale geldiğini bir seneden çok oldu kullanmayali bı oturuşta bir paket sigarayı bitirttiğini belirtmek isterim..
Bu kitabı da bir muhteremenin hürmetine alıp okudum size de tavsiye ederim muhakkak okuyunuz. Muhakkak malûmatınızın olduğu eserler listesine kaydedin.
İlk hikaye bir gariban emine hakkında.
Zavallı günümüzde yaşamış olsaydı su an yarısı escort dolu olan bir akpkkli hacı emminin kiralık evinde bilâbedel oturuyor, sosyal medya ve zenginlerin eşlerinden esirgediği paracıklar ile krallar gibi yaşıyor olurdu.. fakat mekân kadar içinde bulunulan zaman da kaderdir.
Zavallı kimse aç haline acıyıp yanına gelmediği için tıpkı Pazarcık ve Elbistan depremlerindeki binlerce canımız gibi soğuktan buz kesip ölüvermiş..
Nasıl da bir arşın yol alamadığımızın kanıtı..
Vel hasil söylenecek söz çok fakat ne tesiri var ne haddimiz.. gönlümüzün razı olmaması sadece göz pınarlarımızı kevni lahık alakası cihetinden ilgilendiriyor..
Sağlıcakla ve Sağ kalın efendim
Ürününüz bol arkanızdan bir istiğfar okuyacak kiymetliniz bir canınız olsun ..
“ Bu dünya bütün uydurma düzeni ile, kelime oyunuyla bilerek aldatmak ve aldanmakla dönüyor. İhtiyar karınızın üzerine torununuz yerinde bir kızcağız aldığınız zaman vicdanınız size hiçbir azarlamada, ayıplamada bulunmaz. Bu genç kadın tabiattan zevk alma payını istediği vakit, meydana korkunç iki kelime çıkarırsınız: Irz ve namus.”
Kırkından sonra azanı teneşir paklar diye boşuna söylenilmemiş. Canım #huseyinrahmigurpinar yine bu eseri ile gönlümü fethetti. Günümüzde yaşanılanları gözlemleyerek bizlere yeni eserler bıraksaydı kim bilir içerikleri nasıl olurdu? Yaşadığı dönemin yeniliklerini mizahi bir dille bizlere yansıtırken toplumun birçok değerlerinin nasıl asimile edildiğine şahit oluyoruz. Ele aldığı konular yaşanılan olaylar olması bakımından ağlanacak halimize gülüyoruz demekten alamıyorum kendimi.
Gelelim eserin konusuna, yaşını başını almış torun sahibi Şuayip Efendi eşi Hasnâ hanımdan usanmış cebinede iki üç kuruş fazla para girince mutsuz hayatında yenilik yapma sevdasına düşmüştür. Gönlünü torunu yaşındaki Binnaz’a kaptırır. Binnaz durur mu zaten feleğin çemberinden geçmiş nikâhı bastırır ve gelsin paracıklar. Garibim Şuayip Efendi tazecik hanıma sahip oldum diye sevinirken asıl olaylar yeni başlar. Kimin eli kimin cebinde belli değil.Eşinin evlendiğini duyan Hasnâ’ya mı yanayım Şuayip Efendi’nin oğlu Aziz’in eski sevgilisi çıkan Binnaz’a mı şaşırayım Aziz’in babasına yaptıklarına mı sinirleneyim Binnaz’ın anası Servinaz’ın saçını başını mı yolayım valla ne desem bilemedim:))Cennet gibi bir yaşam hayal ederken cehennemi yaşayan ah Şuayip Efendi…
Kontrol tam anlamıyla bir YANILSAMADIR.
Belki de kontrolün ASLA elimizde olmadığını bilenler...
Ona sımsıkı tutunanlardır.
*
Serinin son kitabı olsa da açık uçla ve soru işaretleriyle bitti..
Batman geçmişiyle yüzleşmeye devam ediyor, pişmanlıkları, keşkeleri, iç hesaplaşmaları ve geriye dönüşler..
Çizimleri tabiki muazzam.. Artık çizgi roman bağımlısı oldum, alkışlar (paracıklar:))
#jbcyayıncılık
#aşkımızeskibirroman
#ahmetümit
Çok arayı açmadan bir kitap daha bitti. Kasım ayında Marcel Proust okuyacağız. Onun heyecanı yaklaşırken bitirmem gereken kitaplar bitiyor bir bir. 🤗🤗
Ahmet Ümit ile tanışma kitabım oldu 'Aşkımız Eski Bir Roman'. Hep övgüyle bahsetmişlerdi önceki kitaplarından. Polisiyeyi sevdiğimden ben de hep merak ediyordum.
Hacı Agalanmak ya da Hacılanmamak?
Hacı Agalansak da mı Hacılansak, Hacılanmasak da mı Hacı Agalansak?
Efendim? Peki, peki yeterince anlaşılmadı farkındayım… Biraz daha açık olmakta fayda var...
Kitaba tam 35 alıntı yapmışım. Daha fazlasını pek ala yapabilirdim. 105 Sayfalık bir kitap nasıl bu kadar anlam yüklü olabilir, nasıl bu kadar halimizi ve ülkemizi anlatabilir size
