"Hem Hristiyanlığın kiliselerinde hem İslamın camilerinde, tüm inananların ''kardeşliği'', ''Allah katında herkesin eşit olduğu'' türünden söylemlerle yanılsama sürdürülür. Ama ertesi gün, zengin Hristiyan ya da Müslüman patron, tıpkı eskiden olduğu gibi, kendi inanan işçi dostlarını sömürmeye, soymaya, aşağılamaya ve aldatmaya devam eder. Dinin teorisi ve pratiği arasında bu göze batan çelişkiye dikkat çekildiğinde ise, üzgünce başlarını sallayacaklar ve bu günahkar dünyada insanoğlunun mükemmel olmadığı gevelemelerini mırıldanacaklardır. Bu gevelemeler işçiler için küçük bir tesellidir."
Sayfa 189 - Gece KitaplığıKitabı okudu
+1
Ölüm, yaşama büyük iyilikler yapar. Yıpranmış olan, zamanını doldurmuş olan, yeryüzünde boşu boşuna kalabalık eden her şeyi mahveder, yok eder. Buna itiraz edilecek. Denecek ki, ölümün gücü ölüm henüz gelişmemiş olan çocukları esirgemez. Ölüm çoğu zaman bütün enerjilerini harcamamış, kullanmamış delikanlıları öldürür. Çok kabiliyetli, toplumsal
Reklam
NÂZIM HİKMET ve APTALLIĞI...
Nâzım Hikmet, uzun boyu, altun rengi saçları, çakır ve çiğ gözleri, çilli ve tozpembe yüzü, şapşal çehre hatları ve küçücük ve yusyuvarlak kafasıyla, insana ilk bakışta yakışıklı hissini veren, bilhassa maymunvârî içeriye doğru tuttuğu sarkık elleriyle bu hâlini mühürleyen bir aptaldır. O kadar aptal ki, biraz sıkıştırılınca "ben sizin yanınızda şahsiyetimi ve kafamı kaybediyorum!'" diyecek ve yağlı kasketini altun saçlarına oturtup kaçacak derecede... Her şey onda, geri, ileri, sınıf, zümre, burjuva, köylü, patron işçi gibi tâbirlerle, Moskova tertibi ezberleme bir lûgaritme çerçevesinde ve birkaç kelimelik leke sabunu (prospektüs-târife)leri hâlinde...
Sayfa 83 - Hengâme, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
"Hem Hristiyanlığın kiliselerinde hem İslamın camilerinde, tüm inananların ''kardeşliği'', ''Allah katında herkesin eşit olduğu'' türünden söylemlerle yanılsama sürdürülür. Ama ertesi gün, zengin Hristiyan ya da Müslüman patron, tıpkı eskiden olduğu gibi, kendi inanan işçi dostlarını sömürmeye, soymaya, aşağılamaya ve aldatmaya devam eder. Dinin teorisi ve pratiği arasında bu gözle batan çelişkiye dikkat çekildiğinde ise, üzgünce başlarını sallayacaklar ve bu günahkar dünyada insanoğlunun mükemmel olmadığı gevelemelerini mırıldanacaklardır. Bu gevelemeler işçiler için küçük bir tesellidir."
Adı din, şefi Tanrı, sekreteri peygamber. Ruhbanlar­ dan oluşan kadrolar ve bunlara biat eden, miskin, mütevek­ kil, müminler ordusu. Burada her bilinç, kendi içinde değil, bilinç çeperinin ötesinde, asılsız bir masal sisinde, arınma ve kefaret ruhuyla parlar. Ana fikrini, kapısına yazmıştır altın harflerle: "Hak biziz, gayrisi batıl." Adı devlet, şefi , 'Tanrı'nın gölgesi' olarak nitelenen kral, çar, sultan veya başkan. Sivil memurlardan oluşan dev bir bürokrasi ve ordu. Buraya giren bireyler, devletleşirler; bulunduklan mevkilerden, her şeyi otoriteye indirgeyen, değerleri araçsallaştırarak devletleştiren devletçi bir akıl ve ruhla çalışır, gerdanlan sarkmış hindiler gibi bakarlar, ben­ deler sürüsüne. Adı aile, şefi peder. Doğuran, ev içinde ücretsiz çalışan bir veya birkaç kadın ve çocuklar. En güçlü mülk anlayışı­nın barındığı yer. Mülkün ve mülk örgütlerinin odak nok­tası. Mensuplannı örgüt ruhuyla eğiten, örgütlere sevk eden. Örgütlerin özü. Adı parti, şefi şef. Devleti ele geçirmenin veya yıkma­nın aracı. Devleti yönetmenin veya kurup yönetmenin aracı. Şefe biat eden kadrolar, kadrolara biat eden üyeler, sempati­zanlar, taraftarlar. Adı sendika, şefi sendika başkanı, başkana bağlı şube başkanlan, kadrolar, işçi temsilcileri, işçiler. Adı fabrika veya tekel, şefi patron. Sekreterler, profe­sörler, mühendisler, ustalar, işçiler. Adı kerhane, şefi kerhane patronu. Seks işçileri, memurlar, aracılar, avantacılar. Adı ticarethane, adı okul, adı hastane, adı demek, adı aşiret. . . Uzat uzatabildiğin kadar.
"Hem Hristiyanlığın kiliselerinde hem İslamın camilerinde, tüm inananların ''kardeşliği'', ''Allah katında herkesin eşit olduğu'' türünden söylemlerle yanılsama sürdürülür. Ama ertesi gün, zengin Hristiyan ya da Müslüman patron, tıpkı eskiden olduğu gibi, kendi inanan işçi dostlarını sömürmeye, soymaya, aşağılamaya ve aldatmaya devam eder. Dinin teorisi ve pratiği arasında bu gözle batan çelişkiye dikkat çekildiğinde ise, üzgünce başlarını sallayacaklar ve bu günahkar dünyada insanoğlunun mükemmel olmadığı gevelemelerini mırıldanacaklardır. Bu gevelemeler işçiler için küçük bir tesellidir."
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.