Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Severek ve hiç sıkılmadan okuduğum bir öykü kitabı oldu. Kitapta 15 tane çok kısa öykü mevcut. Her öykünün kendine has bir hikayesi var. İlk öykü kitaba ismini veren Agatha’nın Anahtarı öyküsü. Bu öykü Agatha’nın İstanbul’a gelip bugün de hizmetine devam eden Pera Palas Hotelde kalmasından esinlenerek yazılmış. Kitabı okurken Pera Palas Hotelini biraz araştırdım ve Mustafa Kemal Atatürk, Agatha Christie gibi pek çok ünlü ismin kaldığı odaları hala olduğu gibi muhafaza ettiklerini öğrendim. İncelememde ince düşüncelerinden dolayı onlara yer vermesem ayıp etmiş olurdum. Agatha’nın Anahtarı öyküsünden sonra Başkomiser Nevzat ve yardımcısı Ali’nin kusursuzca işlenmiş cinayet, hırsızlık gibi suçların perde arkasını aralaması anlatılıyor. Öykülerin sonları ve suçların altında yatan sebepler çok ilgi çekiciydi. Kitapla ilgili tek olumsuz düşüncem öykülerin çok kısa olması.
Bilen bilir tam bir klasikseverim..Lakin farklı tarzlarda kitaplar okumaya da açığım, sayfamda yer verdiğim kitaplardan da belli oluyordur.
Kendi değerlerimize , kendi yazarlarımıza özellikle de yeni yazarlarımıza sahip çıkmamız gerektiğini savunurum. Yeni yazarlarımızı okumaya da hevesliyimdir.
Barlas sevgili @yazar.marangoz.oglu nun ilk kitabı...Bu kitap ile tanışmama fırsat verdiği için kendisine bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Barlas ; iyi savaşan, savaşçı yiğit demektir. Ana karakterimiz Yiğit'in yaşadığı felaket üzerine pısırık, sıska, korkak yiğitten savaşçı vahşi bir insana adeta kana susamış bir kurda dönüşme öyküsünü anlatıyor.
Kitabı okurken , Jack London "Beyaz Diş " ve "Vahsetin Çağrısı" kitaplarını okur gibi keyif aldım diyebilirim.Oldukça değişik bir konusu var ve yazarın tasvirleri sayesinde adeta siz de orada olayın bir seyircisi gibi hissediyorsunuz kendinizi.
Akıcı ve merak uyandırıcı, intikam ve kan dolu bir kitap...
Yazar kitabında; ülkemize uyuşturucu ve silah sokan dış güçlere, bunlara para için göz yumanlara, para güç ve çevre varken insanların acımasızca hareket ettiğine, mafyalara ve Çeçen-Rus savaşına yer veriyor...
Ben severek okudum, dilerim siz de okuyup seversiniz.Kitapla ve sevgiyle kalın...
#013
İtiraf ederim ki , Mecinin insanca konuşmasına önce çok şaşırdım.
:::
Kimsin sen? Bir hiç ! O kadar !
:::
Aşkın ikinci bir hayat olduğunu söyleyen yazar ne güzel söylemiş.
:::
Bu günedek kadınların kime aşık olduğu kimseler bilmiyordu. Bunu ilk anlayan ben oldum. Kadın Şeytana aşıktı.
:::
Şu anda orda yalnızca burunlar yaşıyor . Bu yüzderdir ki baktığımız zaman yüzümüzde burnumuzu göremiyoruz.
:::
Baylar acilen Ayı kurtarmamız gerek çünki Dünya Ayın üzerine oturacak.
Çok sürükleyici, aksiyonu bol bir kitap #Barlas . İlk sayfadan son sayfasına kadar acıyı, şiddeti, zalimliği, vatan sevgisini, dostluğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Silah kaçakçılığı, uyuşturucu, para için her türlü pisliği yapabilecek kişilere karşı verilen mücadele, alınan intikamlar okuyan herkesi etkileyecek. Ruslar, Çeçenler ve Türklerin bulunduğu, çoğunluğun arenada ve hapiste geçen kurgusuyla harika bir kitap. Bu güzel kitabı için yazarımıza @yazar.marangoz.oglu çok teşekkür ederim.
Yiğit, utangaç, insanlarla diyalog kurmakta zorlanan, mühendislik okuyan genç bir çocuk. Tek rahat ettiği yer sevgi dolu ailesiyle yaşadığı evidir. Bir gün eve geldiğinde annesini, babasını ve on bir yaşındaki kardeşini boğazları kesilmiş bir vaziyette koltukta bulur. Yaşadığı şoktan çıkamadan başına aldığı darbeyle bayılır. Kendine geldiğinde ülkesinden çok uzaklarda, Rusya’da “Hapishane” adı verilen bir yerde bulur. Kim ailesini öldürüp de neden onu buraya getirmiştir? Öğrendiği her cevapta üzüntüsünün yerini öfke, çaresizliğin yerini intikam ateşi almıştır. Hapishane denilen bu yerde bir sürü Türkün olduğunu ve onları kaçırıp buraya getirenin Rus mafyası olduğunu, amaçlarının onları çalıştırıp yeri geldiğinde de büyük bahislerin geçtiği arenada ölümüne dövüştürüldüğünü görür.
Yiğit’in başına gelenler, geçirdiği değişim, verdiği savaşlar, aldığı intikamlar, vatan aşkı, hepsini okurken hem çok duygulandım hem de çok gurur duydum. Bazen Spartacus bazen de Prison Break dizisini izliyormuş gibi keyif aldım.
Keyifli okumalar…
Yazarla tanışma :)
"Yazarın bu romanına öncelik vermemde etkili olan, bu yıl ziyaret etme fırsatı bulduğum İstanbul Beyoğlu'nda yer alan "Pera Palas Hotel'de" yazılmış olması.
Romanın içeriğine gelirsek gerilimden uzak polisiye olduğunu, okumasının keyifli ve akıcı olduğunu söyleyebilirim.Ve okurken romanın baş kahramanı dedektif Hercule Poirot size hiç de yabancı gelmeyecektir(Sherlock Holmes okurları için). Ayrıca sonlara doğru, olayın çetrefilli bir hal alması ve Dedektif Poirot'un durum karşısında ki zekasının sizi kendine hayran bırakacağını eklemek isterim.Son olarak okumak isteyenlere tavsiyemdir."
Sevdigim filmlerin favori sahnelerini tekrardan izleme tadinda bir kitap. Neden Orhan Pamukun gelmis gecmis en iyi Turk yazar oldugunun kaniti gibi. “Orhan Pamuk Turkiyedir baylar” :)
