Pazar günü Marmara bölgesinde, pazartesi ise tüm yurtta olması beklenen dergiye salı günü kavuşmuş olmak da yaralanmaya dâhil ise, yaralanmayanlara nispet olsun yaralar. Van'ı derhal Marmara'ya taşımak gerek. Ya da onlar gelsin.
Hastaların, dertlilerin, yoksulların, borçluların, canı sıkkınların, yolda kalmışların, garip gurebanın dergisi İzdiham'ın 40'ı çıktı. Komşuda, bakkalda, parkta, sokakta, kahvehanelerde, eş-dostta, her yerde bulabilirsiniz. Baktınız oralarda tükenmiş, Carrefour, D&R, Migros, Mim Kafe ve diğer seçtin kitap satış noktalarına bakın. Belki kalmıştır.
Hayatı tiye alan, alırken ciddiyetten ödün vermeyen, mottosu "ulan önünde sonunda öleceksin, ne bu tantana" ile paralel olan derginin bu ayki metin stoğu da o biçim. Hakan Göksel'den Gökhan Özcan'a, Mustafa Toprak'tan Işıl Madak'a, Bülent Parlak'tan Tarık Taş'a, Çağatay Hakan Gürkan'dan Kaan Murat Yanık'a ve daha nice isimlere kadar herkes var. Ben de kıyıda köşede varım, denk gelen olursa ıslık çalsın.
Bana kalırsa kahvenizi veya çayınızı alıp geçin derginin karşısına. Kahve ve çayı boşverin, soğusun. Siz kalemi alıp metinlerin arasında gezinin. Hoşunuza giden şeyleri 10 kişiye göndermezseniz de bir şey olmuyor. Göndereyim derseniz o zaman on kişinin hayatında değişiklik oluyor.
Keyifle.