Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
16 Yaşındaki Suriyeli Bir Şehidin Günlüğü
“Günahları Bunlarmış!” Şam bölgelerinden birinde şehitlerin bedenlerini ararlarken, kardeşlerimiz 16 yaşındaki bir gencin bedenini buluyorlar. Cebinde de küçük bir not defter buluyorlar. Bu not defterine genç bir hafta boyunca işlemiş olduğu günahları kaydetmiş. (Keşke onlara günah diyebilseydik!) • Pazartesi: Abdestsiz olarak uyudum; • Salı: Yüksek sesle güldüm; • Çarşamba: Teheccüd namazını acele acele kıldım; • Perşembe: Oynarken, ben bir gol attım ve bununla gurur duydum; • Cuma: Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’e 1000 salâvât getirmek yerine sadece 700 yapabildim. • Cumartesi: Birisi bana selâm verdi ve benden hızlı davrandı. (Ben selâm veremeden o verdi.) • Pazar: Sabah dualarını unuttum. Bu genç şehitten ders almamız gerekiyor. Allah Celle Celâlüh buyuruyor ki: فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ “Rabbine hamd ederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile.” (Nasr Sûresi, 3) Ya Rabbi! Bizleri de bütün Müslümanları da böyle şuurlandır! En büyük nimetin yüce İslâmiyet’i kalbimizden ve ruhumuzla ve bedenimizle yaşamayı nasip et! Âmîn, velhamdü lillâhi Rabbil âlemin! Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed!
ANZAK KESİMİ. 8 Ağustos 1915 Pazar. Avustralyalı muhabir C.E.W. Bean'ın günlüğü: "Bu topraklara basalı 15 hafta oldu. Bugün hayatımda gördüğüm en alçakça davranışlardan birine tanık oldum. Sığınağın hemen karşısında 100 Türk ve 2 Alman esirinin barındırıldığı tutukevi çevresine benzin döküp tutuşturuldu. Çok yakın gelen dev alevler karşısında zavallı esirler tutukevinin en uç köşesine üşüştüler. Bu görüntüyü seyredip gülüşenler arasında İngilizler de, Avustralyalılar da vardı. Bu işi yapanın ağzını burnunu dağıtacak onurlu bir kişi yok mu acaba? Bu iş dün de yapılmıştı çünkü. Oysa bildiğimiz kadarıyla Türkler esir düşen subay ve erlerimiz iyi davranıyorlar."
Sayfa 493 - BilgiKitabı okudu
Reklam
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Abrakadabra!
Kitap gerek aldırdığı notlar, gerekse bitirmem akabinde yazmama müsaade etmeyen iş yoğunluğu nedeniyle epey bir zamanıma mal oldu, işbu nedenle okuduklarımı unutmamak adına aldığım kısa notları aktarmayı kendi yorumuma öncelik tutuyorum. Zaten kırka yakın alıntı aktardığım için bunları özet geçiyor ve uzun kimi sinematik anları da okumasını okura
Veba Yılı Günlüğü
Veba Yılı GünlüğüDaniel Defoe · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016853 okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
103 sene önce biga ve dolaylarında yaşananlara dairdir.
uluğ iğdemirin yazmış olduğu bu kitap aslında bir günlük. şöyle ki, uluğ iğdemir 1919 senesinde çanakkale ilk öğretmen okulunu bitirir ve bigaya, osmangazi numune mektebine, atanır. uluğ iğdemirin burada görev yapmaya başlamasından bir süre sonra biga merkezli II. anzavur ahmet ayaklanması başlar. (şubat 1920) işte bu II. anzavur ayaklanması
Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları
Biga Ayaklanması ve Anzavur OlaylarıUluğ İğdemir · Türk Tarih Kurumu · 19896 okunma
David Harvey: Marx’ın, emek-değer teorisini reddi David Harvey, emek-değer teorisinin güncelliği ve Marx'ın teoriye yaklaşımına ilişkin bir makale kaleme aldı. Marx’ın, sermaye birikimi çalışmaları için kurucu bir kavram olarak Ricardo’nun emek-değer teorisini uyarladığına yaygın biçimde inanılmaktadır. Emek–değer teorisi genel olarak
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Acı Çikolata 3 / Kara Geçmişim / Laura Esquıvel Serinin en güzel kitabıydı bence. Anneanne, büyük teyze, anne, kız, torun derken kuşaktan kuşağa aktarılan bir geçmiş ve her ana ortak olan çikolatalı tarifler. Üçüncü kitap, torunlardan Maria’nın “kapkara” bir bebeğinin olmasıyla başlıyor. Bebeğin gelişiyle evliliği de ansızın yerle bir oluyor.
Kara Geçmişim: Acı Çikolata 3
Kara Geçmişim: Acı Çikolata 3Laura Esquivel · Can Yayınları · 202367 okunma
Reklam
Günlük ve günce
22 Temmuz "Hançerova" adlı denememi yazarken Alain Fournier'nin Adsız Köşk'ünü (Nurullah Ataç çevirisi) yeniden okudum. Ataç, günlük karşılığında kimi zaman hâtıra defteri, kimi za- man da ruzname kullanmış. 1943 yılıdır bu. Ataç öztürkçe yazıp çizmeye yeni yeni soyunuyordur. Günlük terimine (Frenkçesi: Journal) ilk sıvanan Falih Rıfkı Atay'dır (1947). Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış küçük bir gezi yazısıdır bu. Atay, aynı yıllarda yine Journal karşılığı olmak üzere gündelik sözcüğüne el atar. Ben 1949 yılında ilk günlüklerimi yayınlamaya başladığım vakit (Beş Sanat dergisi) günlük'ü yeğledim. 1955 yılında ilk günlük kitabım da, Yeditepe Yayınları arasında, Günlük adıyla yer aldı. Ataç ise 1953'lerde günlük yazmaya başlayınca (Pazar Pos- tası) günce terimini seçti. Oysa daha önce bir yazısında günce'yi gazete karşılığında sürmüştü piyasaya. Bir gün de ortak dostumuz Prof. Macit Gökberk'e -ki üniver- sitede bana öğretmenlik de etmiştir, der ki: Ben journal için günce diyorum. Salâh neden günlük diyor?" Ben 49'dan beri bu işi sürdürdüğümü söyledim. Ama ne Ataç günce'sinden, ne de ben günlük'ümden vazgeçtik.
Sayfa 118 - Sel yayınlarıKitabı okudu
144 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.