Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
' Her birimizin önüne konulan hayat planı 25 yaşına kadar okullara gidip eğitilmek. Sonuç ne peki? Ülkesi dışında hiçbir ülkeye gidememiş, anadili dışında hiçbir dil konuşamayan biri olmak. Bunlar bir yana yıllarca süren eğitimden sonra işe girememek. Peki tüm bunlar ne için? Dünyada doğup dünyayla iletişime geçemeden, gidip konuşamadan, gezip göremeden kendi sokağımızda doğup büyüyüp ölmek için mi?
Amerikalılar Ejderhalardan Neden Korkar?
Peki, nedir hayal gücünün yararları? "Ejderhalar, hobbitler ve küçük yeşil adamlar - bütün bunların yararı ne?" Ne yazık ki en gerçek cevabı dinlemeyecek bile. Duymayacak. En gerçek cevap şu: "Bunun yararı sana zevk ve haz vermesidir." " Hiç vaktim yok diye tersleniyor, ülseri için ağzına bir hap atarak golf derslerine koşuyor. O zaman gerçeğe yakın ikinci cevabı deneyelim. Bu da daha iyi sonuç vermeyecek muhtemelen, ama söylenmesi gerek: Hayal gücüyle yaratılmış kurmacanın yararı dünyayı, çevrendeki kişileri, kendi duygularını ve kaderini daha derinlemesine anlamanı sağlayacaktır."
Sayfa 31 - Metis Yayınları /Metis SeçkileriKitabı okudu
Reklam
Mesela bir kız arkadaşım vardı, karşıma alıp "sonuna kadar beraber miyiz?" diye sordum. O da "senin hiç paran olmasa da fark etmez, ben seninle bir simiti bile paylaşırım bir sahil köşesinde diye cevaplamıştı. Zaman geçti ve biz bir koca yılı devirdik. Peki ne mi oldu? Birinci yıl dönümümüzdü ve parasız olduğum bir gündü. Eş dost sayesinde bir miktar borç para topladım. Çünkü ilk önce yemeğe ardından da sinemaya gideceğimize söz vermiştim. Elbette bunların hepsi parayla... Sonra güzelce giyindim, saçları yaptırdım, üzerime güzel bir gömlek altıma da siyah bir kot pantolon çektim. Taksiyle evlerinin olduğu sokağa gidip aşağıdan onu aradım. Telefonu açınca aşağıya inmesini söyledim. O da kuaföre gidip saçlarını yaptırmış. Merdivenden inerken bir manken edası vardı. Yanıma geldiğinde öpüşme faslının ardından dedim ki, "hayatım bir şey diyeceğim ama kızmak yok." Hemen ne olduğunu sordu, ben de cevapladım, "biz plan yaptık ama bende hiç para yok, bulamadım. Özür dilerim." Niyetim sadece onu denemekti. Sonuç olarak bir yıl geçirmiştik. Koskoca bir yıl... Bir süre şaşkın bir ifadeyle durdu ve ardından şöyle dedi: "Yaa off! Keşke söyleseydin. Neden bu kadar hazırlandım o zaman ben?" Gözlerinin içine bakarak, "olsun bir tanem, simit yerdik hani?" dedim. Onu dediğim an dünya durdu sanki. Kuşlar uçmadı, rüzgâr esmedi. Gözlerinde bundan bir yıl önceye gittiğini gördüm. Ve orada, o gün, o saniye, o ilişkiyi bitirdim.
Liberalizmden ortaya çıkan sonuç, nasıl denir, saçmalıktan başka bir şey değil. Ama sadece o mu? Bana öyle geliyor ki insanların istediği bir şey daha var. Hallerinden memnun değiller. Ben de değilim; eskiden güleryüzlü biriydim mesela. Yaptığımız pek bir şey yoksa da halimizden memnunduk. Çalışmak fena değildi, çalışma saatlerinin dışında da ekarte oynanır veya ava gidilirdi, ne yaparsan yap belli bir kültür seviyesi vardı. Belli bir ahenk. Sana da öyle gelmiyor mu? Peki, bugün niye böyle değil? Kendime göre hüküm verecek olursam, zannederim, insanlar kendilerini çok zeki görüyorlar. Şnitzel mi yemek istiyorsun, aklına yiyemeyenler geliyor. Biri güzel bir kızın peşine mi takılıyor, aniden aklına aslında bilmem hangi meselenin çözümüne kafa yorması gerektiği geliyor. İşte bugün asla kurtulamadığımız o katlanılmaz entelektüelliktir bu.
Sayfa 248 - Aylak Adam Yayınları
dikkat, tehlikeli, acı olabilir....
Baksana emeklerimiz meyve vermeye başladı. Hadi bu hayatımıza giren insan böyleydi, peki diğerleri de mi böyle? Kime güveneceğiz biz? Alnında "bu kadına yaklaşma" ya da "bu adam aldatır, bak seni üzer" yazmıyor... Bir uyarı levhası yok insanların üzerinde. Nereye kadar gideceğini, nerede duracağını, nereden U dönüşü yapacağını bilemiyor insan. İçinden geldiği gibi ilerliyor ve kaza kaçınılmaz oluyor. Kime inanacağız? Kim "seni seviyorum" dediği zaman hemen kabul edeceğiz? Sonuç olarak bu insanların bir tuşu yok ya da ben yanımda yalan makinesi taşımıyorum. İnsanlar bir cümle kuruyor biz de inanıyoruz. Ne yapalım? Polisi mi arayalım? Ya da dua edip uykuya mı dalalım?
Sayfa 146Kitabı okudu
Bazı insanlar dedikleri için pişman olurken bazı insanlar diyemedikleri için pişman oluyor. Ben bu sefer gerçekten söylediklerim için çok pişmanım. Hani çok sinirlenirsin ve ağzından çıkanı asla kulağın duymaz ya... Aynen öyle bir şey... Ben sinirlenirim, başlarım bağırmaya çağırmaya. Sanki dünya yanıyor ama yok; hırsımı illaki çıkaracağım.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Her birimizin önüne konan hayat planı 25 yaşına kadar okullara gidip eğitilmek. Sonuç ne peki? Ülkesi dışında hiçbir ülkeye gidememiş, anadili dışında hiçbir dil konuşamayan biri olmak. Bunlar bir yana yıllarca süren eğitimlerden sonra işe girememek. Peki tüm bunlar ne için? Dünyada doğup dünyayla iletişime geçemeden, gidip konuşamadan, gezip göremeden kendi sokağımızda doğup büyüyüp ölmek için mi?
Sayfa 64
"Neye yarıyor peki?" "Kesinlikle hiçbir şeye! Meditasyon, kendimize hiçbir şey yapmama izni verdiğimiz yegâne andır. Hiçbir hedef belirlemediğimiz, hiçbir sonuç elde etme amacı taşımadığımız bir sükûnet anıdır. Ruhumuzu rahat bırakmak için açtığımız küçük bir parantezdir!"
"Ne düşündüğünüzü bilmem, Doktor, ama size şunu söyleyebilirim: Bay Pilgrim'la ben sevgili değiliz - hiç olmadık." "Öyle bir şey demedim." "İçinizden bu geçiyordu." "Kabul ediyorum. Doğru. Fakat ayrıntılarına girmeyi düşünmedim bile. Sizin ve Bay Pilgrim'ın ne yaptığı..." "Davranışınızı açıklamanız gerekmez, Doktor. Çok iyi anladım. Bay Pilgrim'la ben hiçbir şey yapmıyoruz. Salt arkadaşlık diye bir şey duymadınız mı hiç?" "Erkeklerle kadınlar arasında salt arkadaşlıklar kurulduğu seyrektir, Lady Quartermaine. Edinmiş olduğunuz deneyimlerden sizin de bu sonuca vardığınızdan kuşkum yok." "Böyle bir sonuç çıkardığımı anımsamıyorum." "Peki kocanız, Marki? Onun bayan arkadaşları var mı?" "Bayan arkadaşlar, dişi arkadaşlar demek değildir. Kendi deneyimlerinizden yola çıkarak bunu sizin de bildiğinizden kuşkum yok."
Sayfa 45 - Birinci Kitap, 7Kitabı okudu
Her birimizin önüne konulan hayat planı 25 yaşına kadar okullara gidip eğitilmek. Sonuç ne peki? Ülkesi dışında hiçbir ülkeye gidememiş, anadili dışında hiçbir dil konuşamayan biri olmak. Bunlar bir yana yıllarca süren eğitimden sonra işe girememek. Peki tüm bunlar ne için? Dünyada doğup dünyayla iletişime geçemeden, gidip konuşamadan, gezip göremeden kendi sokağımızda doğup büyüyüp ölmek için mi?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.