Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
“…Uzağa gidiyorum, bir daha buralara gelecek değilim. Temelli gidiyorum artık.. Bana o kadar bilinçle çektirdiniz ki şu anda sizi bağışlamak elimden gelmiyor.”