Epikür'ün bilgelik dolu sözlerini hatırlatırım size. Ne demişti: Acıdan ve kederden kaçıp, mutluluğun ve refahın peşinden koşmak yegane insani hedeftir.
Kitaplar, sınırlı deneyimlerimizle hiç görmediğimiz bir dünyanın barındırdığı acılarla çevrelenmiştir. Bir başka deyişle, eskiden farkında olmadığımız ıstıraplar da karşı karşıya kalırız. Bir başkasının kederindiriden hissederken sadece kendi başarımız ve mutluluğumuzun peşinden koşmak zorlaşır.
Kitap okumanın dünyaya bakışımızı genişlettiği söylenir ki bu da dünyayı daha iyi anlayabilmemizi sağlar, anlayışa sahip oldukça da güçleniriz. Güçlendiğimiz yönünü başarıyla bağdaştıran insanlar olsa da durum yalnızca güçlenmekle sınırlı değil; anlayış beraberinde acıyı da getirir. Kitaplar, kısıtlı deneyimlerimizle hiç görmediğimiz bir dünyanın barındırdığı acılarla çevrelenmiştir. Bir başka deyişle, eskiden farkında olmadığımız ıstıraplarla karşı karşıya kalırız. Bir başkasının kederini derinden hissederken sadece kendi başarımız ve mutluluğumuzun peşinden koşmak zorlaşır. Bu yüzden kitap okumanın, aksine bizleri bahsedilen o başarıdan uzaklaştırdığı kanaatindeyim. Kitaplar bizi başkalarının önüne ya da üstüne koymaz; başkalarının yanında durmamızda yardımcı olur. Bu sebeple bizler bir başka açıdan başarıya ulaşıyoruz aslında."
Lev Tolstoy
Kitabın ismine gelecek olursak Tolstoy'un bunu seçme sebebi. Beethoven'in "Kreutzer Sonatı" (Op. 47), yoğun duygusal ifadelerle dolu karmaşık bir eserdir. Tolstoy, bu müzikal eser aracılığıyla romanındaki duygusal ve dramatik yoğunluğu vurgular. Kitaptaki karakterlerin duygusal çatışmaları ve trajedileri,