İfade yeteneği yoktu ve dehanın zihninin zerresine bile sahip değildi; sadece insanların ona oldukça üstün biriymiş gibi davranmakta haklı oldukları yolunda genel bir fikri vardı.
Umursamadığı bir insana asla hiddetlenmezdi. Erik'in hükmedici doğasında, bir insana ilgi duyduğu zaman onu şekillendirme, yapılandırma, kendi istemine göre iz bırakma ihtiyacı doğardı. Sevgi ve sertlik onda bir aradaydı.
Fakat Erik karşısında dalgalanan imgenin içinde derinleştikçe kendi duyguları bir o kadar karışıyordu. Kendine karşı yeterince samimi davranmıyordu. Bu tutkulu hayranlıktan kaçınılmaz olarak bir idealleştirme eğilimi doğuyordu. Fantezisinde o da, Ruth da giderek gerçekliklerinden kaybediyorlar ve düşüncelerindeki dalgalanma artıyordu.
İnsanların, sizden genelde tek bir şey istediği gerçeği çok çabuk sanki etti kafama: İnsanlar sizden, onlara, kendi görmek istedikleri imgeyi göndermenizi bekliyorlar. Benim onlara sunduğum imgeyi ise, hiç mi hiç istemiyorlardı.
Dünyayı yeniden kuruyor, birbirimize hayallerimizi anlatıyoruz, yeniyetmelere layık delicesine gülme krizlerine tutulup sonra birbirimize iyi günler ve yarın görüşürüz diyoruz.
İçindeki eğitmen, Ruth'la ilgili planlarının başarısızlığa uğramasına katlanamazdı. Kızın iradesini tamamen kendi avucunun içine alana kadar huzur bulamayacağını biliyordu. Ama ona çok yumuşak bir şekilde yaklaşması gerekiyordu.
Sen her zaman Ruth'u idealize ediyorsun. Sadece daha fazla yakınlaşmak isteyecek kadar sevmiyor bizi. Bazen belki de kalpsiz biri olduğunu düşündüğüm oluyor.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!
Ah, canlılığım her zaman vardı elbette, sadece yaşamaya cesaret edememiştim, kendimi boğazlamış ve kendimden gizlemiştim; fakat şimdi bütün o baskı altındaki güç patlamıştı, yaşam denen o zenginlik, o tarifsiz kudret bana galip gelmişti.
Aslında öfkelenmiştim, çünkü kendi bilinçli duygusuzluğumla arasında bir kan kardeşliği hissettiğim için bu hesaplı ve kötücül şehveti başkalarında görmekten nefret ederdim.