gölge gibi peşimizden ayrılmayan aşk,
Onlar, bir neolitik mağaranın en dibine karalanmış, birbirine sarılmış, iki ince siluet. O, Pompei'nin bir duvarında hayata tutunmuş antik çiftin yüzündeki gizemli gülümseme. O, bir kitabı süsleyen resimde, biricik sevgilisinin önünde eğilen bir şövalyenin diz çöküşü ... O ayrıca, Tristan'ı kadınından ayıran kılıç, Madam de Renal'in kolunu hafifçe okşayan Julien'in parmakları, ve Juliette'in, Heloi:se'in, Berenice'in ve edebiyattaki bütün derebeyi sevgililerinin binlerce ateşli sözü. O bir taraftan da Fragonard'ın miniminnacık bir perisinin yukarı sıyrılmış eteği, Charlot'nun Paulette Goddard'ınkini sımsıkı tutan eli, ve seller gibi akan gözyaşları, öpücük fırtınaları, hıçkırık senfonileri, doymak bilmez ekranlarımızı istila eden zevk çığlıkları.
Başaramadı :(
"Evet Stepan Nikiforoviç! Demin anlamadınız söylediğimi. Oysa buyurun size bir örnek." "Evet efendim. Hepimiz insanlıktan söz ederiz, ama hiçbirimizin kahramanlık edecek durumu yoktur." "Nasıl bir kahramanlık? Öyle işte. Siz düşünün: Toplumda kişilerin birbirine karşı bugünkü tutumu varken ben mi gecenin saat birinde emrimdeki bir memurun evine gireceğim?. Çılgınlık olur bu.. düşüncelerin hiçe sayılması, Pompei'nin son günü, delilik olur bu! Kimse anlayamaz beni. Stepan Nikiforoviç ölür de anlamaz. Söyledi zaten: Başaramayız diye. Ama sizsiniz bunu anlayamayacak olanlar. Yaşlılar, durgun geçmişin insanları! Ben ba-şa-ra-ca-ğım! Pompei'nin son gününü emrimdeki bir insan için ömrünün en tatlı günü yapacağım. Bir çılgınlığı olağan, soylu, yüce bir davranış yapacağım.
Reklam
Çocuk Kitapları çizgi romanlar
Okuyabilmenin verdiği zevk ve heyecan, bu ilkokul ve ortaokul başlangıcı yıllarında, kitap ve dergi gereksinimini iyice artırıyordu. Her kitap, dergi, albüm, çizgi roman ve gazete yeni bir dünyanın, hatta çokça dünyaların kapışım aralıyordu ve artık her yalan söylediğinde burnu uzayan Collodi'nin ünlü Pinocchio 'su (Pinokyo) hiç yeterli gelmiyordu. Salgari'nin, İtalya'nın Jules Yeme'i sayılan Emilio Salgari'nin macera romanları vardı, bol korsanlı (Kara Korsan, Kızıl Korsan, Yeşil Korsan), kızılderilili, kimi "pampas”larda kimi Malezya adalarında, kimi ise 2000 yılında geçen. Veme vardı hiç kuşkusuz Verne'in bilimkurgusal örneklerini, kırmızı kaplı altın yaldızlı harflerle işlenmiş, bol gravürlü edisyonlannı çoğunlukla St. Louis veya Park Otel'in arkasında, Cennet Bahçesi'ne inen yokuşun başındaki, Sacrö Coeur (Kutsal Kalp) Kiliseleri'nin kitaplıklarından ediniyordum ödünç rol arak sonra Gaston Aimard'm Üç İzci'si, Sir Conan Doyle'un Kayıp Dünya 'sı (The Lost World) ve de Bulwer Ly- ton'un Pompei'nin Son Günleri vb. Şimdi, çok haklı olarak diyeceksiniz ki, bu ara Türkçe yayınlar ne oluyordu? Hiç yok muydu bu ufak kitap kurdunun dünyasında? Kitap olarak pek yoktu, ders kitaplarım haricinde; dergi olarak vardı, bir 1001 Roman vardı, bir Akbâba, bir Karikatür, daha sonra ise Çocuk Sesi ve Yıldız dergisi.
Sayfa 36 - Metis Yayınevi, 1993, 3.BaskıKitabı okudu
Tüm saray ahalisi ölü. Şimdi diğerlerine geç... Bir insanın ölümüne değil, Pompei'deki gibi bir kavmin ölümüne. Mezarlardaki malum "kendi soyunun sonuncusu” yazıtları, atalarının bir vâris bırakmaya nasıl çabaladıklarını düşün. Sonunda içlerinden herhangi birinin soyunun sonuncusu olması kaçınılmazdır.
794 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.